Bir de yaş problemimiz var… Yaşlandık, ülkeyi yönetenler de yaşlandı. Hele Bahço Bey artık iyice muhallebi gibi oldu. Çok şeker bir insan oldu. Ne dediği pek anlaşılmasa da öyle böyle gidiyor işte. Zaten Kırmızı Pazartesi 2023 versiyonu çekilen cinayetten dolayı da dertli. Onların da işi zor tabii.
Bir otobüsle şehirler arası yolculuk yaptığımızı düşünelim. Otobüsü 70 yaşında bir şoför kullansın ister misiniz? Ya da 76 yaşında deneyimli, başka bir şoför? Yaştan dolayı tabii uykuya fazla ihtiyaçları olmaz ama belli bir noktada da artık dedelerin bizi rahat bırakıp torunlarıyla, sevdikleri hobilerle zaman geçirmesi gerekmez mi? Peki ya dedemin hobisi ülke yönetmekse?
Hayat pahalılığını geçtim, her şeye alışıyor insan. Gıda enflasyonun bizden en kötü olan ülkenin durumundan neredeyse 10 kat daha kötü olduğu bir yerde, artık beslenmek bile lüks haline geldi. Simit 10 lira. Yanına ayran aldım 25 lira. Lükse girdim büyük 300 cl’lik ayran aldım. 35 liraya sahilde insanları izledim. Neyse ki oturduğum banka para vermedim. Simit çay hesabı yapanlara kötü haber.
Bir kötü haber de gençlerimize. Bizi yöneten parlak zihinlerin adeta kendisi gibi olmayan ateşler içinde yansın diye düşündüğü, bir cemaatten vazgeçip başka iki cemaate yanladığı şu güzel ülkede gençlerin durumu çok kötü. Alkole bindirilen ceza gibi vergiler yüzünden genç nesil biraz da olsa “eğlenmek” için maalesef, en olmayacak maddelere, en kötü alışkanlıklara, en karanlık çukurlara giriyor günden güne. Ülkemizin global anlamda büyüdüğü ve nam saldığı ender gelişmelerden biri de uluslararası suç örgütlerinin yöneticilerinin cirit attığı, aynı gökdelende birbirleriyle çatışmaya girdiği, bir baronlar yuvası olması. Adeta mafya babalarına “-Hey sen! Dünyada seni fellik fellik arıyorlar mı? Türkiye’ye gel, biz sana bakarız.” diyen, misafirperver bir yer haline geldik.
Efendiler, bunlar sizin eseriniz.