Sürekli yalan, sürekli dönüş, sürekli kandırılma, sürekli zarar, sürekli zarar, sürekli ziyan.
Bir ülkenin başına gelecek olayları zar atarak yönetsek, yemin ediyorum en azından 6’da bir düzgün bir şey olma ihtimali vardı.
İnanılmaz bir ayrıcalıklar ülkesi. Ayrıcalıklıysanız tabii, yoksa sıranın en arkasına alalım sizi.
Yeni bir gün doğacakken gerçekten de en karanlık günleri yaşıyoruz neredeyse. Ülke neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Köylüsü, öğrencisi, doktoru, memuru, çocuğu, genci, yaşlısı artık bıkmış durumda. Fanatik taraftarlardan ve güce tapanlardan başka bir destekçisi kalmamış iktidar, giderayak tüm tuşlara birden basıyor.
Adeta oyun oynamayı bilmeyen ve öğrenmek istemeyen bir çocuk gibi bu iktidar. Yıllarca adam kayırma konusunda çok iyi oldular, şimdi haklarını vermek lazım. Bir de sorumluluk almama konusunda çok iyiler. Yapılacak neredeyse bütün yanlışları, utanmazlıkları milletin gözünün içine baka baka yaptıkları, adaletsizliği bu kadar adaletli bir biçimde toplumun her kesimine ulaştırdıkları için de kendilerine teşekkür etmek lazım. Umarım bütün bu hatalardan ders çıkartılır. Artık en azından düzgün, işini yapan insana hasret kalmak bile bizim için büyük bir kazanım.
Çalıyor ama çalışıyor devri de bitti, çünkü çalacak bir şey kalmadı. E, çalışmadıklarını da gördük. Artık pahalı saatleriyle, lüks arabalarıyla geldikleri gibi –toplumun desteğiyle gelmişlerdi, toplumun reddiyle de- gidecekler sanırım.
Ülkenin bütün molozları ağır ağır dökülüyor önümüze.