Şimdi diyanet olmak lazım, şarkılar türküler söylemek… Ha pardon şarkı, türkü yasaktı sanırım. Neyse güzel sözler eşliğinde diyanete kendimizi teslim etmemiz gerek. Yeni günler, güzel günler elbette ki Diyanet’le gelecek. İnansanız da inanmasanız da, başka fikirleriniz de olsa, olmasa da, sizin geleceğinizden, bugününüzden, dününüzden alıp diyanete vermek lazım.
Diyanet önemli, diyanet olmasa ülkede din elden gider, ezanlar susar, bayrak iner (aslında Arap ülkelerinde kral filan ölünce de iniyor bizde bayrak, o kısmını çok şey etmemek lazım), hepimiz elcibiytiplusesleliks oluruz Allah korusun! Bazılarımızı ve bacılarımızı Yunan, gavur, ecnebi, sünnetsizler kaçırır, ülke nar gibi bölünür diyanet olmazsa.
Diyanet, bakın burası çok önemli, gerçekten önemli bir kurum. Öyle olmasa neden her sene Godzilla gibi bir bütçeye sahip olsun? Her sene büyüdükçe büyüsün, her sene başkanına yeni ve daha güzel makam arabaları alınsın? Bakın bu hepimizin ayıbı… Makam arabasından feragat etti koskoca diyanetin başındaki başkan. Yılda 92 milyarlık bütçeye hükmeden bu değerli bireye yazık değil mi? Yazık değil mi kendisinden çok daha düşük bütçelere sahip bakanlar krallar gibi gezerken, başkanım eski püskü arabada. Yazık değil mi adama? Başkanlığını yaşayamadan, ısıtmalı koltukta, oturan yerlerini ısıtamadan bir hayat geçer mi söyle? Kolay değil, böyle yaşamak kolay değil. Bunca yükü böyle taşımak kolay değil hele de eski model Audilerle.
Hayat kısa gitti gidiyor bilmeyene. Başımda taç olsun, canıma yoldaş olsun diyanet gelsin yuvamızın orta yerine saraylar kursun. Gerekirse Ayasofya’da kılıçla kendisini tüm sevenlerine hatırlatsın. Yalnız kapıyı ısırmayalım sevgili vatandaşlar.