Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’a yapılan “ihanet” bitmek bilmiyor. Bu kavramın asıl sahibi hep hatırlattığım ve hatırlatacağım gibi “Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
İstanbul’da rant o kadar büyük ki iktidara gelen ne tarih ne sit dinliyor! O projelerden birinden söz edeceğim bugün: Tersane Haliç Projesi.
İstanbul’un fethinden hemen sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından, 1455 yılında kuruldu Tersane-i Amire… Haliç, Taşkızak, Camialtı tersanelerinden oluşuyordu. Türkiye Gemi Sanayi AŞ bünyesindeydi. Kamu kuruluşlarının arpalık haline getirilerek zarar ettirilmesi sonucunda da 1993’te günah keçisi ilan edilerek idam fermanı imzalandı ve özelleştirme kapsamına alındı.
2000 yılındaki büyük ekonomik krizde ise Uluslararası Para Fonu taleplerinin eseriyle Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) kararıyla kapatıldı. Gemiler üreten tesisler zaman içinde tam bir sessizliğe gömüldü, hayalet bölge haline dönüştü. Ta ki AKP’nin iktidara gelerek inşaat projelerini zirveye taşıdığı 2013’e kadar.
O dönemde yap-işlet-devret furyasıyla özelleştirme ihaleleri tavan yaptı. Haliçport onlardan biriydi. Cengiz İnşaat ile Sembol inşaat grupları arasında yapılan ihaleyi 1.4 milyar dolara Fettah Tamince’nin Sembol İnşaatı aldı.
49 yıllığına alınan ihalenin projesi 70 yat kapasiteli iki yat limanı, her biri 400 oda kapasiteli beş yıldızlı iki otel, AVM, kongre ve kültür merkezleri, cami ve otopark inşaatından oluşuyordu.