ALTAN SANCAR
altansancar@diken.com.tr
@altansancarr
28 Mayıs seçimlerinden sonra sona eren millet ittifakının geleceği tartışılırken, ittifakın ana partilerinden İYİ Parti içinde ‘hür ve müstakil İYİ Parti’ görüşü öne çıkmaya başladı. Parti içinde bu görüşü dile getiren isimlerden genel idare kurulu üyesi Furkan Tuna, “Bizim tek ittifakımız tabanımızla, teşkilatımızla ve milletimizle” dedi.
14 Mayıs seçimlerine millet ittifakı çatısı altında katılan, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda itirazlarını açıktan dile getiren İYİ Parti’nin yerel seçimlerde işbirliği yapıp yapmayacağı merak konusu. Öte yandan büyük kurultayını düzenleyen, yeni yönetimini oluşturan partide ‘hür ve müstakil İYİ Parti’ söylemi öne çıkıyor. Bu söylemi dile getiren partililer, İYİ Parti’nin herhangi bir ittifak içinde yer almaması gerektiğini ve bundan sonraki süreçteki tüm seçimlere parti olarak katılması gerektiğini savunuyor.
İYİ Parti’nin kurulduktan sonraki her seçime ittifak ile girdiğini belirten partililer, bu durumun partilerinin kimliğine zarar verecek duruma geldiğini, partilerine yönelik ağır söylemlerin kullanıldığını dile getiriyor. Parti içinde bu görüşü dile getiren isimlerden GİK üyesi Furkan Tuna yaptığı değerlendirmede bu görüşü savunanların beklentilerini anlattı.
Çok sık duymaya başladığımız ‘hür ve müstakil İYİ Parti’ ifadesini bizim için tanımlar mısınız?
Bu kavramı anlam kargaşası yaratmaması adına biraz açayım. ‘Hür ve Müstakil’ derken, yerel seçimlere bu ilke ile girilmesini arzu ettiğimizi beyan ediyoruz aslında. Yoksa elbette müstakil bir partiyiz.
Özellikle altını çiziyorum seçime müstakil girmek ayrı, müstakil parti olmayı hedef bellemek ayrı. Kurulduğumuz tarihten itibaren girdiğimiz üç seçime müstakil değil ittifak olarak girmiştik, bu kavram bundan sonrası için hedef olarak belirlediğimiz bir durum. Sosyal medyada özellikle genç arkadaşlarım tarafından dile getirilen bir ilke idi, ben de Genel İdare Kurulu’nun en genç üyesi olarak bu ilkenin bir savunucusuyum.
Size göre ittifaklar partinize zarar mı verdi?
İttifakların faydası kadar zararı da oldu elbette. Tüm seçimlerde aktif sahada çalışmış biri olarak bu zararları sahada hem gözlerimle gördüm hem de deneyimler yaşadım. Milletimizin ittifak sistemini sindirebildiğini sanmıyorum, dolayısıyla iç içe geçmiş partiler olarak anlaşılıyor. Halbuki ittifak başka iltihak başka.
Biz millet ittifakını cumhur ittifakından ayıran en büyük özellik ‘iltihak değil ittifak’ diyorduk fakat vatandaşa net anlatamadığımız kanaatindeyim. İktidarın algı makinesi ittifak ortağımızın -onlara göre- tüm olumsuz yanlarını bizim sırtımıza yükledi, bu da bizim oyumuza yansıdı.
Yerel seçimlerde işbirliği yerine tamamen ayrı seçime girmeyi mi savunuyorsunuz? İşbirliği olmaz ise kayıp yaşanacağını düşünüyor musunuz?
Ben bırakın büyükşehirleri, en ufak beldede bile ittifak yapılmaması görüşündeyim. İYİ Parti’miz kazandırmak veya kaybettirmek üzerine kurulmadı. Yerelde ve genelde iktidarı sırtlamak üzerine cesur yüreklerin yan yana gelişiyle inşa oldu. Dolayısıyla bir kayıp yaşanmayacak. Hem siyaset hem de milletimiz rekabetten kazançlı çıkan taraf olacak.
İYİ Parti’nin mevcut yönetim kadrosu ağırlıklı olarak ittifaklar yerine tek bir parti olarak devam etmeyi mi arzuluyor?
Bizim tek ittifakımız tabanımızla, teşkilatımızla ve milletimizle.
İYİ Parti lideri Akşener’in 26 Ağustos’ta bu yönde bir açıklama yapacağını mı düşünüyorsunuz? Bu karar süreci nasıl gelişti?
26 Ağustos konusuna girmem şu an doğru değil. Genel başkanımız müthiş bir oyun kurucu, o güne dair söyleyeceğim bir kelimenin sürecin sihrini bozmasını istemem. Fakat her şey milletimizin gözü önünde gelişti biliyorsunuz. 3-6 Mart sürecinden bugüne devamlı tahkir edildik, hala ediliyoruz.
İki yıldır dile getirdiğimiz ‘kazanacak aday’ söylemi hem milletimizin talebi hem de muhalif siyasetin beklentisiydi. Süreç ve sonuç malum. İYİ Parti kimsenin şamar oğlanı veya halayığı değildir. İki yumruk arasına sıkıştırılmış siyasi düzeni ve dayatmaları önümüzdeki ilk seçimde yerle bir etmek de bize düşüyor.
Sonuç olarak biz yine en iyi yaptığımız şeyi yapacak ve milletimize gideceğiz. Milletimizin sesine ses olacağız.