EMRE ZOR
@zor_emre01
İsrail gazetesi Haaretz, İsrail, Gazze ve Batı Şeria’da olup bitenleri tüm gerçekliğiyle aktaran bir avuç İbranice yayından biri.

İsrail, 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’ye saldırıyı sürdürüyor. Bu sırada ülke, yas ile öfke arasında mekik dokuyor.
İsrailliler bir yandan Gazze’deki rehineler ve ülkelerinin istikbali için kaygılı, diğer yandan liderlerine ve İsrail karşıtlarına öfkeli.
Gazze’de olup bitenleri İsrail televizyon kanallarından izliyorlar. Ancak, o kanallar öldürülen Filistinlileri değil; İsrail’in askeri stratejisini, ölen İsrailli askerleri ve İsrailli rehinelerin akıbetini haber yapıyor.
Dolayısıyla empati duygusu, Gazze sınırından giremiyor.
Medyada muhtelif sesler
Yine de İsrail kamuoyu yekpare değil.
Öyle ki sağcı başbakan Binyamin Netanyahu’nun hükümetine karşı sık sık gösteriler yapılıyor. Medyada da çeşitli muhalif sesler yükseliyor. İsrail, Gazze ve Batı Şeria’da, eksik de olsa olup bitenler yazılıyor.
Bu seslerin en kuvvetlisi, 1918’de kurulan bir gazeteden çıkıyor: Haaretz.
Haaretz, İbranice ‘toprak’ anlamına geliyor. Hem İbranice hem İngilizce yayın yapan gazete, İsrail’in ‘The New York Times’ı diye nitelendiriliyor.
Ayrıca ülkedeki en yüksek tirajlı üçüncü gazete. Ancak popüler tabloid gazetesi ‘Yedioth Ahronoth’ ve müteveffa milyarder kumarhaneci Sheldon Adelson’un ailesine ait muhafazakar ‘Israel Hayom’dan epey geride.
The New Yorker’ın haberine göre, Haaretz, kısıtlı kaynaklarına rağmen Gazze’de olup bitenleri ve İsrail hükümetinin hatalarını gün gün detaylı haber ve analizlerle aktarıyor.
Bunu yaparken sözünü sakınmıyor; İsrail’in acımasız askeri saldırılarını, ‘siyasi çılgınlığını,’ güvenliği sağlamakta çuvalladığını ve Gazze’deki Filistinlilerin başından geçenleri yazıyor.
Mikrofon Gazze’ye
Haaretz muhabiri Netta Hituv, 9 Mayıs’ta, ‘‘Tüm İsrailliler bu hikayeyi okumalı’’ diyerek beyin cerrahı David Hasan’ın portresini kaleme aldı.
Filistin asıllı ABD’li Hasan, Gazze’ye giderek çocuk ve yetişkinleri tedavi etmeye başlamıştı.
Hituv, yazısında, bombaların yağdığı hastanede Hasan’ın dünya kadar hastayla ilgilenmeye çalıştığını anlatıyordu.
Gazetede Arap kültürünü ele alan muhabir Sheren Falah Saab, 29 Şubat’ta ‘Ölüm Her Yerde’ başlıklı çarpıcı yazıyı kaleme aldı. Saab, mikrofonu Gazze’deki Filistinlilere uzatmış, doğrudan İsrail’e seslenmelerine imkan vermişti.

Gazze şehrinden Refah kentine üç kızıyla kaçmış 36 yaşındaki Maha, başından geçenleri şöyle anlatıyordu: ‘‘Ölüm her yerde. Ne tüm ölüler gömülebiliyor ne cesetler çıkarılabiliyor. Bazen enkaz altındaki cesetleri bulamıyorlar, komşu veya tanıdıklardan ölülerin isimlerini evin duvarına asmalarını rica ediyorlar, tabii duvar kalmışsa. Belki bir gün onları bulurlar.’’
‘Al Jazeera’yı kapatmak yanlış’
Netanyahu hükümeti, 5 Mayıs’ta, Katar merkezli televizyon kanalı Al Jazeera’nın ülke genelindeki yayınlarını durdurdu. Gerekçe, ‘ulusal güvenliği tehdit’ti. Yabancı gazetecilerin giremediği Gazze’de, birçok Al Jazeera muhabiri sahadaydı.
Bunun üzerine Haaretz’de, ‘Al Jazeera’yı seyretmek ne kadar rahatsızlık vericiyse, kanalı kapatmak o kadar yanlış’ başlıklı köşe yazısı yayınlandı.
Haaretz, Gazze’de olup bitenleri görmezden gelen İsraillilere gerçeğin sakınmayacakları yüzlerini de aktarıyor. Örneğin, dünyada Yahudi düşmanlığındaki endişe verici artışı da yazıyor.
Ancak, ülkedeki diğer medya kuruluşları gibi, ABD üniversitelerindeki Filistin yanlısı göstericileri ‘Hamas yanlısı’ diye damgalamıyor.
Haaretz’in sözünü esirgememesi ve Netanyahu’nun masallarından çıkıp, Gazze’de olup bitenleri aktarması, hükümette tepkilere yol açıyor. Nitekim, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Haaretz’ten, ‘Hamas’ın günlük gazetesi’ diye söz ediyor.
Daha önce Haaretz, başyazısında, ‘felaket’ diye nitelediği 7 Ekim’deki Hamas saldırılarından doğrudan Netanyahu’yu sorumlu tutmuştu: “Engin siyasi deneyimi ve güvenlik konularındaki yeri doldurulamaz bilgeliğiyle övünen başbakan, İsrail’i bilinçlice içine sürüklediği tehlikeleri tespit etmekte çuvalladı.”