Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Fethullah Gülen’in ölümü, içerideki kavgayı ve bölünmeyi hızlandıracaktır. Erzurum’un bir köyünden çıkıp sıfırdan bir örgüt kurmayı başaran bu adam, belli ki bir dönem dev boyutlara gelen örgütünü kendisinden sonra devam edecek hale getirememiş. Buna bakarak şunu düşünüyorum: Belki o dev örgütü de zaten kuran vizyon onun vizyonu değildi. Herhalde tarihte çok az kişinin Türkiye’ye bu denli büyük kötülüğü dokunmuştur.
Kötülüğü sadece ‘Altın nesil’ dediği onun örgütünün denetimindeki okullardan geçen ve din adı altında tuhaf bir şeye inanmaya başlamış yüzbinlerce gence yapmadı. Devlet mekanizmasına sızmak konusundaki pervasızlığıyla bu örgüt emniyet ve adliye teşkilatından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Dışişleri Bakanlığı’ndan Ticaret Bakanlığına, hatta Tarım Bakanlığına kadar devletin neredeyse bütün kurumlarına telafisi bir hayli zor zararlar verdi. Darbe sonrası devletin kritik kurumlarından 100 bine yakın insan işten çıkarıldı. Bir anda devletten eksilen bunca insan, tarif edilmesi imkansız bir zorluk yarattı mecburen. Bu zorluk mevcut Ak Parti iktidarı tarafından aşırı siyasileşmiş sadakat mekanizmalarıyla aşılmaya çalışıldı. Bunun da geçerli yöntem olmadığını ve olamayacağını hepimiz biliyoruz ama FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu yola girildi artık.
Yani Fethullah Gülen’in kötülüklerinin etkisini daha uzun yıllar yaşayacağız, çocuklarımız, torunlarımız aşırı siyasileşmiş devlet bürokrasinin yol açacağı fenalıklarla geçirecekler ömürlerini. Yani bir kötülüğün etkisini maalesef başka bir kötülükle gidermeye çalıştık. Gülen’in yaptığı ve etkileri uzun süre devam edecek bir başka büyük kötülük dinin kendisine karşı oldu. Bugün evet Türkiye’de FETÖ etkisi sıfıra yakın, kaldıysa örgütün kalıntıları da fena halde yer altında. Ama ülkemizdeki neredeyse bütün dini cemaatler FETÖ örneğinden hareketle aşırı ticarileşmiş ve para ile güç arayışına girişmiş durumda. Bu da, din ile ticareti, din ile siyasi güç sahibi olmayı özdeşleştirmesi nedeniyle din inancına kalıcı bir kötülük demek.