Genç kaymakamlar üzerindeki MHP’nin eli, İçişleri Bakanlığı bünyesindeki milliyetçi ve ülkücü yoğunlaşmayı ortaya koyuyor.
Milliyetçiler takıyyeyi din bellemiş İslamcılardan farklı olarak, devleti sahiplenen ideolojik tutumlarını dışa vurmaktan çekinmiyorlar. Kulp Olayı’nda görüldüğü üzere topluca tavır alabiliyor ve meydan okuyabiliyorlar.
Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım’da Atatürk’ün fotoğrafını asmayanlara müdahale edenlerin de ülkücü teğmenler olduğunu işitmiştim. Takip eden günlerde Bahçeli, bu askerlere sahip çıkmaktan geri durmadı.
Ayrıca AK Partililerin Şeyh Sait övgüsü Bahçeli’nin “Hınıslı Sait vatan hainidir” çıkışıyla bıçak gibi kesilivermişti. O gün bugündür Şeyh Sait’in adını anan yok.
Kulp Olayı Cumhur’daki ilişkilerin kırılganlığını dışa vuruyor.
AK Parti ve MHP arasındaki gerilimin bir ayağında Kürt sorunu, diğer ayağında Sinan Ateş soruşturması var. İktidar Sinan Ateş’teki tutuklamalarla MHP’ye bıçağın ucunu göstermiyor değil. Ancak gerilim 31 Mart sonrasına ötelenmiş görünüyor.
AK Parti 31 Mart sonrası Anayasa’yı değiştirmek için DEM’in oyuna ihtiyaç duyduğunda Cumhur İttifakı’ndaki örtülü gerilim açık bir çatışma halini alabilir.
İşte, o gün…
Kulp’taki bir camide imamla kaymakamın kavgası İslamcılarla milliyetçilerin kapışmasına dönebilir.