Video paylaşımı üzerine kurulu sosyal medya platformu TikTok ve Türkiye’nin en prestiji festivalinin arkasındaki İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) yeni bir ortaklığa imza attı. Ortaklığın arkasındaki motivasyonu taraflarıyla konuştuk.
ZEYNEP GÜVEN ÜNLÜ
TikTok’un ‘işsiz güçsüz’ bir takım insanların ‘ipe sapa gelmez’ videolar paylaştıkları bir sosyal medya platformu olduğunu mu düşünüyorsunuz? O halde, bir daha düşünün, zira o eskidendi.

2016’da Çinli ByteDance tarafından kurulan, temelde kısa videoların üretilip paylaşıldığı mecra, geçtiğimiz günlerde yapılan 75’inci Cannes Film Festivali’nin resmi ortağıydı. Tiktok Kısa Film Yarışması festivale paralel bu ortaklık çerçevesinde düzenlendi.
Daha öncesi de var.
2019 yılında New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi, resmi bir hesap açarak TikTok’la işbirliği yaptı. 2021 yılında dünyanın en prestijli sanat ve kültür kurumlarından bazılarını ilk kez tüm gün süren küresel bir etkinlikte bir araya geldi, bugüne kadarki en uzun canlı yayınını #MuseumMoment etiketiyle gerçekleşti. İtalya’nın Floransa şehrindeki Uffizi Galerisi, Madrid’deki Prado Müzesi ve irili ufaklı başka sanat kurumları TikTok üzerinden yayın yapmaya başladı.
Platformun atılımı yalnızca müzelerle sınırlı değil. Bu yıl, Montreux Caz Festivali’nin Britanya ve Avrupa partneri oldu. 2020’de da LiveXLive’la bir işbirliğine giderek 35 sanatçının katıldığı 48 saat süren bir müzik festivaline imza atmıştı.
İş birliği değil ‘yol arkadaşlığı’
Platform en yeni işbirliğini İKSV Caz Festivali ile yaptı. Bu ortaklığı, taraflarına sorduk. İKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak, TikTok’la bir araya gelişlerini tek atımlık bir işbirliği değil uzun süreli bir ortaklık olarak nitelendiriyor: “Bir araya gelişimizi yıllar boyu sürecek bir yol arkadaşlığı olarak tanımlamak yanlış olmaz. Yalnızca projelerde bir araya gelmeyeceğiz, birlikte alışılmışın dışında bir serüvene koyulacağız.”
Parklarda Caz’da büyük konser
Gürer Oymak, TikTok’un, müzik dünyası ve sahne sanatları için bir hazine olduğunu söylüyor: “Zira müziğin ve yeni müzisyen keşfinin en önemli adreslerinden biri. Bu kapsamda bizler de, bu yıl 25 Haziran-7 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek Türkiye’nin en önemli canlı müzik etkinliklerinden 29’uncu İstanbul Caz Festivali’inde TikTok’la bir araya gelecek ve çok özel bir konsere tanıklık edeceğiz.”
Oymak’ın bahsettiği konser, İstanbul Caz Festivali’nin ‘Parklarda Caz‘ serisi kapsamında 1 Temmuz Cuma 21.00’de, Karaköy Sahil Parkı’nda düzenleyeceği konser. Konserde Ceren Gündoğdu ve ekibi sevilen TikTok hitlerinin caz yorumlarını, TikTok Türkiye’nin müzisyen topluluğuyla birlikte sahneye taşıyacak.”
Bienal’de de birlikte yürüyecekler
‘Yol arkadaşlığı’ Caz Festivali’yle sınırlı değil. Ortaklık, 17’nci İstanbul Bienali’nde devam edecek. İlerleyen yıllarda İstanbul Film Festivali, Filmekimi, İstanbul Tiyatro Festivali, İstanbul Müzik Festivali gibi çeşitli alanlara yayılacak.
Gürer Oymak TikTok ortaklık motivasyonlarını şöyle anlatıyor: “Hayatın her alanında görmek için can attığımız bir şey var ki, biz onun peşine düştük. Farklılıkları bir ayrım sebebi haline getirmeksizin, onları kabul ederek yola çıktık. O da elbette yaratıcılık oldu. Öyle ki yaratıcılık, iki kurumun da varoluş sebebi. Bizler, yeni neslin sinemaya, müziğe ve sanatın diğer alanlarına tutkusunun nasıl evrildiğini TikTok’ta görüyor, bu dönüşümden mutlu oluyor ve ilham alıyoruz. Çünkü bizler, tıpkı 50 yıl önce olduğu gibi bugün de kendimizi gençler ve sanat arasında bir köprü kurmaya adıyoruz. İKSV’ye, festival, etkinlik ve bienal büyüsüne yeni bir soluk kazandırmanınsa hepimize çok iyi geleceğine inanıyoruz.”
Dikey açılı dünya
Diğer ortakta da duygu ve düşünceler benzer. TikTok Türkiye Kamu Politikaları Yöneticisi Emir Gelen, ‘sadece video değil, aynı zamanda bir eğlence platformu olduklarını ve her kuşaktan insanı buluşturduklarını’ söylüyor: “Tıpkı İKSV gibi, sadece yaratıcılığın konuştuğu, insanların üretmek, keşfetmek ve ilham almak için bir parçası olduğu özgür bir dünya. Bu dikey açılı dünyanın aralayacağı kapıları keşfetmekten geri duracak bir alan olduğunu söylemek mümkün değil. Dolayısıyla müzikten resme, sinemadan tiyatroya ve tasarıma birbirinden farklı alanların dünyaya bu yeni nesil açıdan bakmayı deneyeceğini ve sanatın tüm sahnelerinde bizi eşsiz işlerin beklediğini söyleyebiliriz.”