Zaten bugüne kadar bütün zamların, yüksek enflasyonun, doların TL karşısında rekordan rekora koşmasının nedenini kendi ekonomik politikalarının değil, “dış güçlerini hainane saldırıları”na bağlayan iktidarın bu sefer akaryakıt zamlarından, enflasyonun yükselmeye ve halkın boğazını sıkmaya devam etmesine “dış güçleri” somutlaştırarak Rusya ve batı emperyalizmi arasındaki paylaşım mücadelesinin Ukrayna’da savaşa dönüşmesini gerekçe göstermesi, savaşı “Allah’ın lütfu” gibi kullanması şaşırtıcı olmayacaktır.
Elbette zamların tümünde değilse de son benzin, motorin ve LPG zamlarında, savaş nedeniyle petrol fiyatının 90 dolarlardan 120 dolara doğru tırmanmasının, yani “savaş”ın dolaysız bir rolü var. Ama, savaşın Türkiye’ye asıl faturası henüz yansımış değil. Çünkü gelişmeleri yakından izleyen iktisatçılar savaşın yol açacağı gıda, petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışların, turizmde yol açacağı kayıpların, Rusya’ya yönelik yaptırımların, Türkiye ekonomisine 30-40 milyar dolarlık bir faturası olacağını belirtiyorlar.