Bu yüzden de iktidar sorunun arkasındaki gerçekleri yok sayarak emekli amirallerin ve büyükelçilerin çıkışlarını, kendisine muhalif gördüğü herkese karşı yaptığı gibi “darbeci”, “darbe tehdidinin faili” olarak suçlamak için kullanmak isteyecektir.
Ancak burada; “Peki bugün girdiği sathımailde tek adam yönetiminin amacına ulaşması, halk yığınlarını bu suçlamalara inandırması olanaklı mıdır?” sorusu akla gelmektedir.
Bu sorunun yanıtı; iktidarın bu amacına varması olanaksız değilse de “olanaksıza” yakındır.
Çünkü halk indinde inanılırlığını yitirmiş iktidarın, bu güne kadar muhalefet partileri ve her türden muhalif güce karşı; “terörle irtibatlı ve iltisaklı”, “bölücü”, “beşinci kol”, “dış düşmanların uzantısı” “milli güvenlik sorunu”… gibi suçlamaları ne kadar kabul görmüşse, bugün gündeme getirilen “darbeci”, “darbe tehditçisi” suçlaması da en fazla o kadar kabul görebilir. Daha fazlası değil.
Bu yüzden eğer demokrasi güçleri halka gerçeklerin açıklanması için üstlerine düşeni yapabilirse iktidarın “Allah’ın lütfu”nun altında kalması işten bile değildir!