Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şunu söylemişti: “Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli gibi yerlerdeki seçim sonuçlarına bakın, hiçbirinin ülke gerçekleriyle ilgisi olmadığını görürsünüz. Türkiye yansa da şaha kalksa da bunların umurlarında değildir. Buralardaki seçmen profili Türkiye pastasının kaymağını yiyen kesimden oluşuyor.”
CHP’yi neden eleştiriyorduk? Toplumun geniş kesimlerine ulaşmasını engelleyen duvarları yıkmak için kuşatıcı siyasetler geliştirmek yerine “makarna kömür”edebiyatıyla bu kitleleri ötekileştiriyor diye… Kutuplaştırıcı siyasetin yangınına odun atarak kendi felaketine hizmet ediyor diye…
CHP şimdi o kısır döngüden çıkmanın yollarını ararken AK Parti elitinin de benzer bir tehlikenin farkına varması gerekiyor. Toplumsal kutuplaşma belirli dönemlerde parti tabanının konsolidasyonuna katkı yapabilir, ama bu kalıcı ve yapısal bir katkı olmaz. Toplumsal gelişmelere ve toplumsal taleplerin çeşitlenmesine yönelik yeni siyaset arayışı içinde olmak yerine konsolidasyon siyasetinin kolaycılığına teslim olmak geleceği riske atmak demek.
Bu bağlamda muhalefet tabanının hiç değilse bir bölümünü ülkenin kaymağını yemekle suçlamak AK Partiyi destekleyen kesimlere yöneltilen “bedava makarna ve kömür” karşılığında oy verdikleri suçlaması kadar gerçekçi.