A. Doğan’ın sahibi olduğu yayın organlarına dikkatli bakanlar, sadece “terörle ortak dil”i değil, nasıl bir felaket senaryosuyla karşı karşıya olduğumuzu da görecektir. Şehitlere karşı terör mensuplarını koruyucu yayınlar bu savaşın bir parçasıdır. Bu grubun yayınları terörü açıktan desteklemektedir, teşvik etmektedir, cesaretlendirmektedir.
Bu grubun yayın politikası Türkiye’ye karşı açılan yeni savaşın en büyük pazarlamasıdır. Erdoğan düşmanlığının yol açtığı bu körlük onları ülkeye karşı açık bir cephenin taraftarı yapmıştır. Bu bir savrulma halidir. Çok tehlikeli bir haldir. Başarırlarsa ne ala, ama başaramazlarsa bu grup üzerlerine yapışan terör destekçiliği hatta “Türkiye düşmanı” etiketinden kurtulma şansları yoktur.
Bunları yazdığım için A. Doğan bana karşı yüz bin liralık tazminat davası açmış. Bu yazıdan sonra belki bir dava daha açacaktır. Ama bu mesele kişisel bir hesaplaşma değildir. Dava açmak yerine durduğu pozisyonu sorgulaması çok daha hayırlı olacaktır.
Bence A. Doğan bir “ulusal güvenlik” meselisidir ve şuan durduğu pozisyon bir “darbe girişimi”dir. Sadece A. Doğan değil tabii ama o bir intihar girişimi gibi hareket ettiği için tartışma onun üzerinden yürümektedir.