Uyguladığımız ekonomi programının ana amacı dış dengeyi sağlayarak Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılamaktı. Döviz ihtiyacını gidermenin bir yolu ihtiyaç oranını azaltmak ise bu noktada sürdürülebilir bir başarı henüz hiç yok. Tersine aylık tüketim malı ithalatı 4,8 milyar dolar gibi muazzam bir rakama ulaşmıştır. Başarının sadece ve sadece tek kaynağı küresel enerji fiyatlarındaki düşüşün verdiği imkandır. Ve de altın ticareti.
Döviz ihtiyacında ülkeye gelen dövizi artırmada ise şimdilik sadece finansal yatırımlardan sınırlı bir akış var. O da henüz gider kısılamadığı için kalıcı başarıyı sağlamaktan çok uzak.
O nedenle sorunu yine tekrar edeceğim: Maalesef kapsamlı bir program uygulayamıyoruz ve kalıcı iyileşme için daha sert önlemlere ihtiyaç duyacağız. Ve büyük yük yine maalesef ki alt gelir gruplarının üstüne kalacak.
Frenler tutmaz ise hızla Arjantin (eski) olabiliriz. Kısır döngüye girmemek için daha sert ve daha kapsayıcı önlemler gerekiyor. Veriler henüz iyi değil ve bu durum bizi kurtarmaz.