ABD’ye giderken sayın Biden ile başlayan övgü cümleleri, ABD’den dönüşte “Aramız hiç iyi olmadı, anlaşamıyoruz” cümlelerine yerini bıraktı. Ama daha önemlisi Putin’e dönen övgü cümleleriydi.
Koca bir ülkenin dış politikası anlık ruh haline göre mi şekillenir?
Sadece görüşememek bizim dış politikamızı neden bu derece değiştirdi?
Akıl tutulması dış politikada değil, ekonomi yönetim şeklinde de yaşanıyor. Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben dikey mimariye karşıyım” dedi. İyi ama İstanbul Belediye Başkanlığından başlayarak bugüne kadar İstanbul nasıl gökdelenlerle doldu?
Sorumlusu ve nihai izin verici kimdi?
Şimdi benzer örnek pahalılıkta yaşanıyor. Efendim 5 büyük market sorumlu ilan edildi ve olay bitti galiba.
Marketlerin salgın hastalık gibi her yere yayılmasına, 200-300 metre ara ile aynı zincirin mağazalar açmasına, yan yana benzer zincirlerin açılmasına…. kuralsız bir perakende sisteminin oluşmasına kim izin verdi?
Dünyanın başka neresinde bu şekilde zincir market istilası yaşanıyor? Dünyanın neresinde verimsiz bir sistem iktidar tarafından görmezden gelinerek oluşturuluyor?
Ülkede akıl tutulması yaşanması sadece market işinde mi?
Herkesin yıl sonunda beklediği faiz indirimini alelacele yaparak doların 8,30’dan 9,0 liraya yükselmesine kim yol açtı? Hatta emsal ülkelere göre 3,50-4,00 lira aralığında olması gereken dolar kurunu 9,0 liraya kimin yanlış politikaları taşıdı? Ve bu müthiş maliyet artışının zam furyasını kim ödüyor?
Ve önümüzdeki yeni zamların faturasını da kim ödeyecek?