Gerçek ve sözde gündemin seçimlere yönelik amacı, AKP-MHP iktidarının bekası; 2. Yüzyıla yönelik amacı ise, “Türkiye vizyonu” söylemi ile ‘Cumhuriyet kazanımları’ ve Türkiye’nin tarihsel, kültürel ve doğal değer ve varlıklarını bozmak ve yok etmek, en hafif deyimi ile bunlara, genç kuşakları yabancılaştırmak.
Özetle, gerçek ve yalancı gündemin ikili amacı açık: 2028’deki 8. Yasama seçiminde de iktidarı bırakmamak, bıraksa da, gelecek kuşakları, “bilimsel eğitim-özgür birey ve sorumlu yurttaş” gereklerinden yoksun kılmak.
İlk on yıl; AKP-FETÖ enkazı…
İkinci on yıl, AKP-MHP’nin devam eden…
Ortak payda; hukuk ve liyakat yokluğu, keyfilik ve yandaşlık…
Anayasal ve siyasal tarihe ihanet olan 2017 kurgusunu pekiştirmek için, darbe anayasası ve sivil anayasa karşıtlığında yürütülen dezenformasyon kampanyası, en sadık yandaşlar için bile inandırıcı değil 31 Mart sonrası.
Ne yapmalı?
Rejim ve sistem yokluğunu sürdürme kararlılığı karşısında yakın geçmiş üzerine sürekli bellek tazeleyerek, gerçek gündem ve yalancı gündem farkındalığı ile, “bilimsel eğitim- özgür birey ve sorumlu yurttaş” üçlüsü için, bireysel ve toplu olarak düşünsel-hukuksal ve eylemsel mücadelelere süreklilik kazandırmak.
Failleri Anayasa’ya saygıya zorlama ve demokrasiye geçiş için TBMM önünde sorumlu hükümet kararlılığı, HUKUKA ve DEMOKRASİYE ÇAĞRI ile pekiştirilmeli ve sürekli kılınmalı.
Cumhuriyet’in 2. Yüzyılı tarihi, tehlikelerini fark edip Türkiye Yüzyılı’na karşı sivil ve siyasal örgütlerin kararlı mücadelesi ile yazılabilir ancak.