ABD’li düşünce kuruluşu Council on Foreign Relations’ın Türkiye uzmanı Steven Cook, ABD’nin Rakka operasyonunda YPG’nin çatısını oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri’ni (DSG) seçmesinin Türkiye’nin kararlarının bir sonucu olduğunu savundu.
Referandum sonuçlarının netleşmesinden kısa süre sonra Foreign Policy’de ‘Huzur içinde yat Türkiye, 1921-2017’ başlıklı bir yazı yazan Cook, ‘Evet’ sonucuyla modern Türkiye’nin sonunun geldiğini öne sürmüştü.
Amerika’nın Sesi’nden Dilge Timoçin’e konuşan Cook ABD’nİn IŞİD’le mücadele için Türk ordusu yerine YPG’yi silahlandırmasının şaşırtıcı olmadığını belirtirken, Suriye konusunda bugünlere Türkiye’nin kararlarıyla gelindiğini savundu.
ABD’nin NATO müttefiki bir ülkeyle çalışmayı tercih edeceğini belirten Amerikalı uzman şöyle devam etti: “Haziran 2014’e dönersek başkan Obama, IŞİD’le mücadelede sahada kendine müttefik ararken, Türkiye kendince nedenlerden dolayı, bu savaşa doğrudan müdahil olmanın, çıkarlarına uygun olmadığına karar verdi. Bu nedenle de Amerika, başka müttefik arayışlarına girmek zorunda kaldı. Ve bölgedeki Kürtler gönüllü olunca YPG ile Amerikan ordusu arasında işbirliği başladı.”
‘YPG’yle çalışma kararını Türkiye verdi’
Cook Türkiye’nin Suriye’de bir çatışma içine girmek istememesinin o dönem anlaşılabilir olduğunu da belirtti: “Aslında Amerika’nın YPG’yle çalışma kararını bir şekilde Türkiye vermiş oldu. Çünkü 2014’te Türkiye, Amerika ile birlikte hareket etmeye direnç gösterdi. Bu çatışmanın içinde olmak istemediklerini söylediler, Suriye’de rejim değişikliği öngörmeyen bir stratejiye destek vermediler. Kendi şehirlerinde kan akmasını istemediler ve bu tamamen anlaşılabilir bir şey. Üstelik, önceliklerinin Kürt milliyetçiliğiyle savaşmak olduğu konusunda da gayet açık davrandılar.”
Amerikalı uzmana göre son üç yılda ABD ordusu ile YPG arasında oluşan güven kadar, Türkiye’deki darbe girişimi de alınan kararlarda etkili oldu: “Bence Amerikan ordusu YPG’yle çok yol almış olduğunu düşündü ve bilmediği, güvenmediği bir başka gruba ya da darbe girişimi nedeniyle aksamaya başlayan Türk ordusuna dönmeyi, çıkarlarına uygun bulmadı.”
‘Sarraf çok büyük zarar verebilir’
Cook, ABD-Türkiye ilişkilerinde Fethullah Gülen’in iadesinden çok 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun kilit ismi Rıza Sarraf’ın yargılanmasının önemli olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin Gülen’in ABD’deki varlığını siyasi çıkarları için kullanabileceğini aktaran Amerikalı uzman şöyle devam etti: “Bunu yapıyorlar demiyorum, sadece olabilir diyorum. Sarraf, eğer sahip olduğu düşünülen bilgilere gerçekten sahipse, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ailesiyle hükümet üyelerine çok büyük zarar verebilir. Şunu biliyorum ki Erdoğan son defa burada Obama’yla görüştüğünde, Rıza Sarraf meselesi bir numaralı gündem maddesiydi.”
‘Bir sonraki ziyarette araştırılırlar’
Cook’un yorumladığı bir diğer konu da Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında Türk büyükelçiliği önündeki protestocuların dövülmesiydi.
Yapılanları çok çirkin bulduğunu söyleyen Cook, bundan sonra olabilecekleri şöyle değerlendirdi: “Tahmin ediyorum, Erdoğan’ın bir sonraki ziyaretinde, Türk korumalar daha ülkeye gelmeden Amerikalı yetkililer tarafından araştırılacaktır. Gizli Servis, diplomatik güvenlik servisi ve Washington emniyeti de, Erdoğan’ın korumalarını, görüşlerini ifade eden Amerikalılardan uzak tutmak için daha fazla polis görevlendirecektir.”