Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Soma’nın Yırca köyünde 6 bin zeytin ağacının termik santral uğruna kesilmesinin ardından hükümet kanadından gelen “Çevreyi vahşi kapitalizme kurban etmeyeceğiz” açıklamalarının tam aksi yönde bir karara imza attı.
Gediz Vadisi’nde yer alan Çaldağı’nda nikel madeni çıkarmak isteyen Çaldağ Madencilik’in projesine verilen ‘ÇED olumlu’ raporuyla, en az 300 bin, projenin gidişitına göre ise yaklaşık 2 milyon ağacın kesilme tehlikesi belirdi.
15 yıl boyunca 20 milyon ton civarında asit kullanılacak
zaman.com.tr’de yer alan habere göre Manisa’nın Turgutlu bölgesindeki Çampınar köyünde yapılması planlanan ‘Çaldağ Kompleks (Nikel-Kobalt-Demir) Proje Değişikliği ve Ek Üniteler’e ilişkin Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) raporu hakkında bakanlıktan 27 Ekim tarihinde olumlu karar çıktı.
Çaldağı’nda nikel madeninin dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan ‘sülfürik asit liç’ adı verilen yöntemle çıkartılacağını belirten doğa savunucuları, ‘vahşi madencilik’ olarak tanımladıkları bu yöntemin Çaldağı’nın bulunduğu Gediz vadisinde yaratacağı tahribatı şöyle anlatmıştı: “15 yıl boyunca 20 milyon ton civarında asit kullanılarak yapılacak bu çalışmalarda dünyanın en cennet toprakları asitle yıkanacak. Geriye ise sadece çölleşmiş bir arazi bırakılmış olacak.”
Hürriyet gazetesinden Melis Alphan’a konuşan İTÜ Metalurji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. İsmail Duman da, söz konusu projenin hayata geçirilmesi durumunda Uşak’ın batısından başlayıp Ege Denizi’ne kadar Gediz vadisinde tarımın biteceği uyarısında bulunmuştu.
300 binden çok daha fazla ağaç kesilecek
Turgutlu Çevre Platformu ile TEMA Vakfı’nın düzenlediği 15 Nisan 2010 günü panelin sonuç bildirgesinde ise bölgedeki doğa katliamanın boyutu hakkında şu öngörülerde bulunulmuştu: “Nikel madeni için Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 336,91 hektar orman alanı tahsis edilmiştir. Maden açılırsa yeni alınacak izinlerle bu alan 1.831 hektara ulaşacaktır. Bu alanda 2 milyona yakın ağaç ve fidan bulunmaktadır. Açık arazide yapılması planlanan madencilik faaliyetleri nedeniyle kesileceği öngörülmüş olan 300 binden çok daha fazla ağacın kesileceği açıkça ortadadır.”
ÇED raporuyla ‘vahşi madencilik’ projesi yeni bir ambalaja sarıldı
Yedi yıllık süreçte önce isim, tabela, ardından kimlik ve el değiştiren Çaldağ Madencilik’e güvenmediklerini belirten doğa savunucuları, şirketin ‘ÇED değişikliği’ adı altında mevcut rapor üzerinde küçük rötuşlarla ‘vahşi madencilik’ projesini yeni bir ambalaja sardığını vurgulardı.
Çaldağı’nda süreç nasıl işledi?
Çaldağı’nda nikel madeni çıkartma girişimleri yaklaşık yedi yıl önce İngiliz European Nickel şirketi tarafından başlatıldı. 3 Nisan 2009’da Çal Dağı’ndaki 336,91 hektar orman arazisi European Nickel’in paravanı Sardes Nikel Madencilik’e 2026 yılına dek tahsis edildi (Madenin açılmasıyla bu alanın 1.831 hektara ulaşması öngörülüyor).
Sardes Nikel Madencilik’i geçtiğimiz yıl satın alan VTG Madencilik şirketi, firmanın adını Çaldağ Madencilik olarak değiştirdi. Doğa savunucularının yürüttüğü mücadele sayesinde projenin hayata geçirilmesi bugüne dek engellenmişti.