Geçtiğimiz hafta İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, verdiği kararla sadece 68 örgüt üyesinin tahliye edilmesini ve 1 milyar lirayı aşan mal varlıklarının iadesini sağlamadı. Aynı zamanda bir kısmı çocuk yaştan itibaren olmak üzere yaklaşık 80 kişinin cinsel istismar suçlamalarının hepsinden Adnancıları akladı! İçinde etkili pişmanlıktan faydalanan tanıkların da olduğu yüzlerce mağdurun ifadesi tek kâlemde silindi. Kamuoyuna daha önce yansıyan, tehdit ve şantajla “turnike sistemi”ne sokularak iğfal edilen, çocuklukları ellerinden alınan, hayat boyu travma yaşayan onlarca kadının “rızası olduğu” yönündeki bu karar kan dondurucudur. Kadın dernekleri konuya dair şimdiye dek neden tek kelime etmemiştir, bunu anlamak da güçtür.
(…)Ayrıca konuyu sorduğum hukukçuların her biri 400 sayfa uzunluğunda bir gerekçeli kararı hayatlarında görmediklerini, bu kararın âdeta Adnancıları tek tek temize çıkarıp masum gösterirken, şikâyetçileri suçlu gösteren bir zihniyetle yazıldığını, dolayısıyla tarafsızlık ilkesinin çiğnendiğini, Adnancıların avukat ordusu yazsa ancak böyle bir metin çıkacağını söylediler. Çünkü karara göre ortada bir örgüt yok. Herhangi bir kandırma yöntemine, sahte evlilik düzenine, korkutma ve şantaj yöntemlerine, vb. atıf yerine, “ideoloji ve inanç sistemi“ne kendi rızasıyla katılmaktan bahsediliyor. Söylemeliyim ki Ankara’dan edindiğim izlenim de bu skandal kararın müthiş bir rahatsızlık yarattığı yönünde oldu.