Musul, IŞİD’in kontrolünde, Esad güçleri çoluk çocuk demeden Halep’in kenar semtlerini, köyleri bombalıyor.
Darbeye karşı direnen Türkiye halkı, katliamlar, acı, terör… Darbeye “hayır”, demokrasiye “evet” derken gerçekten samimi miyiz?
Düşüncelerimizden ötürü zindanlara tıkılmayı hak ediyor muyuz! Yargının bağımsızlığını savunurken kendi kendimize şu soruyu soruyor muyuz: “Savcılarımız, yargıçlarımız kararlarını verirken vicdanen rahat mıdır?”
15/16 Temmuz’da FETÖ’cü kanlı kalkışmayı bu halk yendi…
Neden demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri hak etmiyoruz, kazanamıyoruz, demokratik bir toplum olamıyoruz?
Dunn’un dizeleri gibi, “Ben sende yaşıyorum, sen bende yaşıyorsun” ama aşkı değil, savaşları, katliamları…