MESUDE ERŞAN
Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne ‘kısmi‘ taşınacak üç hastaneden Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yıllarını veren hekimler odalarını ve anılarını topladı. Hastanede yaklaşık 24 yıldır çalışan Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Eğitim Görevlisi Doç. Dr. N. Gönül Tanır, “40 yıllık hekim ve devlet memuruyken, şirkete (şehir hastanesi işletmecisi) kiraya verilmek ağır geliyor” dedi.
28 Eylül’de açılacak Ankara Etlik Şehir Hastanesi nedeniyle Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Hastanesi, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ulucanlar Göz Hastanesi kapatılarak buraya taşınacaktı. Ancak itirazlar üzerine bakanlık geri adım attı. Önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Onkoloji ile Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin kapatılacağı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söyledi, “Kapatılacak hastanemiz yok” dedi.
Arkasından Sağlık Hizmet Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tekin planlarda revizyona gidildiği yazılı bildirdi. Buna göre, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi kısmen taşınacak. Ancak eğitim ve araştırma hastanesi vasfı kalmayacak, dal hastanesi olarak hizmet verecek. Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi kısmen taşınacak. Onun da eğitim ve araştırma vasfı kalmayacak ve dal hastanesi olarak hizmete devam edecek. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi de kısmen taşınacak. Eğitim ve araştırma hastanesi vasfı kalmayacak ve genel hastane olarak hizmet verecek. Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin müstakil hastane statüsü kaldırıldı. Yani kapatılarak, şehir hastanesine taşınacak. Söz konusu revizyonda, onkoloji hastanesinden hiç söz edilmedi.
Revizyon da tabloyu netleştirmedi
Ancak bu karar başka kargaşalara yol açtı. Çünkü hastanelerin personeli başka yerlere kaydırılmış, hekimler odalarını toplamaya başlamış, taşınma simülasyonları yapılmış, hastaları nakledecek ambulanslar ayarlanmıştı. Özetle revizyon yeni bir karmaşa ve belirsizlik yarattı.
Hastanede kurduğu çocuk enfeksiyon kliniğinde Türkiye’nin her yerine dağılan yan dal uzmanları yetiştiren, çok sayıda bilimsel çalışmaya imza atan Doç. Dr. Tanır’ı aradığımda odasındaki eşyaları toparlıyor, kolilere, çantalara yerleştiriyordu. Konuşmamız boyunca ağlamaklı olan Tanır hem Ankara’nın yoksul kesimine hem de Türkiye’nin her yerinden gelen, en zor çocuk hastalara hizmet verdiklerini anlattı. Hastanede sistemin çok iyi kurulduğunu ve hızlı işlediğini belirten Tanır, “Bu kadar basit olmamalı. 40 yıllık hekimim. 40 yıldır da 657’ye tabi devlet memuru olarak çalıştım. Şimdi işleten şirkete veriliyoruz. ‘Kiraya verilmek’ bana çok ağır geliyor. Ayrıca evimden çıkıp kiraya gitmek ağır geliyor” diyerek duygularını paylaştı.
Hastaneye önce ulaşan resmi yazılarda ‘tasfiye‘ edilecekleri yazıyordu. Başka bir deyişle tümüyle şehir hastanesine taşınıp, kapatılacakları. Revizyona göreyse, bir kısmı taşınacak, kalanlar hizmet vermeye devam edecek. Tanır eğitim görevlisi olduğu için gidenler arasında yer alacak. Tanır, “Net olmamakla birlikte aldığımız bilgiye göre, 80 yatak burada kalacak, eğitim vermeyen hekimler hizmete devam edecek. Hastaları taşıyacak ambulanslar ayarlandı. Birlikte çalıştığımız yardımcı sağlık personelimiz, radyoloji, mikrobiyoloji ve biyokimya teknisyenleri başka hastanelere gönderildi” dedi.
Yılda 4 bin 596 ameliyat, 2 bin 103 doğum
Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi ülkenin bu alandaki en büyük ve en yetkin sağlık kurumlarından biri. 1950’li yıllarda ilk olarak Işıklar Caddesinde Ankara Çocuk Hastanesi olarak açıldı. Hastaneye adını verilen Dr. Sami Ulus’un başhekimliği sırasında mevcut hastane binası 150 yatak kapasitesiyle 1963’de hizmete açıldı. Sürekli gelişti. Kurulduğundan bu yana eğitim ve araştırma hastanesi olarak hizmet sürdüren hastanede 418 yatak ve 1792 personel bulunuyor. Yaklaşık 40 eğitim görevlisi, 210 uzman hekimle de uzmanlık ve yandal eğitimleri veriliyor. Sadece Türkiye’nin her yerinden değil, dünyanın yaklaşık 80 ülkesinden gelen hastalara hizmet sunuyor. Ankara’da çocuk ve kadın sağlığı alanında kamunun elindeki tek hastane. Yılda 946 bin muayene yapılıyor, 205 bin acil başvurusu karşılanıyor. Yılda 4 bin 596 ameliyat, 2 bin 103 doğum gerçekleşiyor.
‘Şehir hastanesine taşınma zulüm’
“Daha iyi imkanlarla mı karşılaşacağız” diye soran Tanır, yanıtı da kendi veriyor: “Hayır! Orada herhangi bir yeni teknoloji imkanı yok. Burada her şeyimiz var. MR, tomografi, nükleer tıp, radyoloji, mikrobiyolojik laboratuvarımız tam. Muazzam bir ekip işiyle, aynı gün laboratuvar sonuçlarımızı alabiliyoruz. Çünkü hastalarımız çocuk, beklemez.”
Hastanenin sadece ulusal değil, uluslararası bir isim olduğunu ve ekip olarak çok sayıda yayın ve atıfları bulunduğunu vurgulayan Tanır, şöyle devam etti:
“Uluslararası çocuk enfeksiyon camiasında bir adımız, yerimiz var. Bunu Dr. Sami Ulus Hastanesine borçluyuz. Referans hastaneyiz. Diğer şehirlerde tanı alamamış hastalar bize geliyorlar. Onları tedavi ederken, bilimsel yayınlar da yapıyoruz. Yayınlarımız önemli bilimsel katkı kabul ediliyor ve çok sayıda atıf alıyor. Üniversite hastanelerinden de yüksek. Hastane bir okul ve her düzeyde eğitiyor. Biz eğiticileri de eğitiyor. Daha önce görmediğimiz vakaları görüp, hızlıca tanı koyuyoruz. Taşınıp, bir kulede, bir kat olmak da çok ağır geliyor. Bu taşınma bizim için zulüm.”
‘Hastalar bize geç ulaşabilecek’
Kapanan ya da taşınan her hastanenin gerisinde muazzam bir teknoloji çöplüğü kalıyor. Çalışan, iş gören aletler atılıyor. Çok büyük bir israf söz konusu. Tanır şöyle devam etti:
“Orada şirketin bize sağladığı personel ve aletlerle yaşayacağız. Kliniğimiz iyi bir durumdaydı, tadilata vs. bile ihtiyacı yok. Hem çocuk hem de enfeksiyon için şartları sağlanmıştı. Ben yaptım büyük bir kısmını. Sensörlü ve camlı kapılarımız var. Şehir hastanesinin işletecek şirket çok densiz bir şekilde camlı kapıların hasta mahremiyetini engellediğini, o yüzden kapıların kapanmasının iyi olduğunu söylüyor. Hipokrat yemini etmiş birine, bana, hasta mahremiyetinden bahsedilmesi büyük bir densizlik. Çocuğun yararına, lehinedir camlı kapının arkasında olmak. 3 bin 700 yataklı şehir hastanesinin enfeksiyon kontrolü de zor olacak.”
Şehrin dışındaki yeni şehir hastanesine ulaşımın kolay olmadığını ifade eden Tanır, şunları dedi: “Burası fakirin hastanesi, kolay ulaşabiliyorlar. Yeni yerimizde bize ulaşamayacaklar. Oysa ki enfeksiyon hastalıklarında birkaç gün geç tanı dönüşümsüz olaylara yol açıyor. Verem, menenjit gibi hastalıklarda gecikmenin bedeli ya hayatla ya da sekelle ödeniyor. Çocuk hastaların bana ulaşamaması, geç gelmesi yine beni üzecek.”
‘Doçentliği, profesörlüğü alanlar sustu!’
Peki diğer meslektaşları Tanır kadar dertli mi? Tanır soruyu şöyle yanıtladı:
“Çok yönlü ve planlı bir iş bu. Beş yıllık uzmanları doçent, beş yıllık doçentleri de profesör yaptılar. Tüm eğitim ve araştırma hastanelerinde yaptılar bunu. Öğrenci olmayan bir yerde nasıl profesör yaparsın? Rızaları alındı, yok oldular, sesleri çıkmıyor.”