Şeffaf ve hesap verebilir bir devlet standardı içinde MİT müsteşarı bir cumhurbaşkanının “sır küpü” olabilir mi?
O sırlar hangi konuları kapsıyor?
Reyhanlı’dan Roboski’ye, Dink cinayetinden Suriye’ye giden tırlara, yolsuzluk soruşturmalarından Serap’ın molotofla yakılarak öldürülmesine varan, devletin şüpheli konumunu üzerinden atamadığı meselelerde iktidar ve istihbarat sırdaşlığını nasıl okumalıyız?
MİT, iktidarın herhangi bir açığını yakalarsa bunu ilgili mercilere iletebilecek durumda mıdır?
İktidar, MİT’in görev yaparken karıştığı birtakım suçları tespit ederse bu durum karşısında nasıl davranacaktır?