Taraf köşe yazarı Hayko Bağdat, AKP’yle ‘yakınlaşmadan‘ önce sol eğilimli bir aydın olarak tanınan Başbakanlık Başdanışmanı Etyen Mahçupyan’ın, her zaman sağcı olduğunu ve solculardan nefret ettiğini söyledi.
radikal.com.tr’den Armağan Çağlayan’a konuşan Hayko Bağdat, Mahçupyan’ın Türkiye’nin ancak muhafazakarların ve Müslümanların dönüşümüyle daha iyi bir noktaya gideceğini inandığını ancak bu fikre kendisini çok kaptırarak ‘egemen‘i anlamaya ve ona hak vermeye başladığını vurguladı.
Etyen Abi Refah Partisi’ne oy verirdi
Bağdat, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başdanışmanı hakkında şunları söyledi: “Her zaman sağcı bir adamdı, her zaman devlete ve egemene yakın durarak onu etkilemeye çalışırdı. Her zaman soldan nefret ederdi. Refah Partisi’ne oy verirdi mesela, o kadar. Türkiye’nin hayırlı bir yere gideceğini ancak Türkiye’deki muhafazakârların ve Müslümanların dönüşümüyle olacağına inanırdı.”
‘Fikrine aşık oldu, herkesi aşağılamaya başladı’
Mahçupyan’ın bu fikrinde bir tutarsızlık olmadığını belirten Bağdat, sözlerine şöyle devam etti:
“Fakat şöyle bir şey var. Bundan 10 sene sonrasında Türkiye’nin bütün bu yaşadıklarımıza rağmen daha iyi bir ülke olacağını, kafasındaki muhafazakârların dönüşümünün tamamlanacağını, hepimiz için daha iyi bir ülke olacağına çok inanıyor. Fakat o kadar âşık oldu ki o fikre, ‘Bir dakika, bu ne olacak’ diyen herkesi aşağılamaya ve itibarsızlaştırmaya başladı.”
‘Vicdan masasından kalkmasını istedim’
Bağdat, bu noktadan sonra Mahçupyan’ın yaşanan birçok şeyi ‘yol kazası olarak saydığını’ kaydeden Bağdat, “Berkin’in, Hrant’ın potansiyel katilleriyle çalışan AKP hükümetini anlamaya başladı, egemeni anlamaya başladı” diye konuştu.
Bağdat, şunları söyledi: “Dolayısıyla artık bizim kurduğumuz vicdan sofralarında, hak ve adalet arayışında o masadan kalkmasını rica ettim ben ondan. Hem o masada oturup hem de bunu yapamazsın çünkü. Eşyanın tabiatına aykırı. Tabii kalkası da vardı. Ben söyledim diye kalkmadı. Görevini yapıyor şu anda. Ama onun Ermeni olmasının ve bir başdanışman olmasının bana fazladan bir heyecan vermesinin hiçbir karşılığı yok. Ne karşılığı olabilir ki?”