• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Hastanelerde 'sanal kuyruk' krizi: Neden ortaya çıktı, çözüm ne?

20/10/2021 18:08

AYŞEGÜL KASAP

@aysegul_kasap

Vatandaşlar ne Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ne de ALO 182’den randevu alabiliyor. Zor bela alınabilen randevularda ise muayene süresi sadece 5 dakika. AKP iktidarının “Bizden önce hastanelerde kuyruk vardı, biz geldik bitirdik” diyerek övündüğü sistem, sağlıkta krize neden oluyor.

Mevcut sistemde doktor randevusu olan kişinin 5 dakikada, kendisini tanıtması, sağlık öyküsünü anlatması, tedaviye ilişki değerlendirme alması ve ilaçlarını yazdırması bekleniyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği kriterlere göre bu sürenin en az 20 dakika olması gerekiyor.


İmkanı olanlarsa çareyi özel hastanelere başvurmakta buluyor.

Diken’e konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı ve Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, krizin ana nedeninin sağlıkta dönüşüm politikaları olduğunu söyledi.

Dr. Çamlı, bunun yanısıra, ülkenin geleceğinden umutsuz genç hekimlerim yurt dışına çıktığına dikkat çekti ve tüm bunların sonucunda 5 dakika muayene süresinde derdine çare bulamayan hastaların, hastane hastane dolaşmak zorunda kaldığını belirtti.

Dr. Antmen ise 5 dakika muayene için “(Hasta) Hiç bir sağlık hizmeti almıyordur” ifadelerini kullandı ve “Bu çok ciddi bir sağlık hakkı gaspı” dedi.

Fotoğraf: Reuters

‘Basamaklı sağlık sistemi hayat geçmiyor’

Dr. Çamlı yaşananın bir sistem sorunu olduğunu şöyle anlattı: “Sağlıkta dönüşüm politikalarının oluşturduğu kışkırtılmış bir sağlık talebinin bu tür sorunlara yol açabileceği bilinen bir durumdu. Başlangıçta bu randevular 10 dakikaya indirildiğinde de biz itiraz etmiştik. Şimdi 5 dakikaya indi. Hala bir çözüm bulunamayacak gibi görünüyor. Buradaki temel anlayış şu; bir kere sevk zinciri dediğimiz basamaklı sağlık sistemi hayata geçmiyor. Birinci basamakta çok rahat halledilebilecek sağlık sorunları için  vatandaşların ikinci hatta üçüncü basamaklara gidip muayene olmak istediklerini görüyoruz.”

Ne hastalar ne hekimler memnun

Hastalar hastaneye gidiyor ama tedavi olamadan çıkıyor: “Beş dakikada bir yapılan muayenede vatandaş ne yazık ki derdini anlatamıyor. Çoğu zaman derdine çözüm bulamadığına inanıyor. Çünkü bu kadar sürede öyküsünün dinlenmesi, muayene edilmesi, tetkiklerin yapılması, tedavisinin planlanması ve 5 dakikada bunların hastaya ayrıntılı şekilde anlatılması ne yazık ki mümkün olmuyor. Bu süreçten hekimler de memnun değil, çünkü hastalarına yeterli sağlık hizmeti vermek konusunda kaygı taşıyorlar, yeterli özen gösteremiyorlar. Bu kadar kısa sürede hastanın teşhis ve tedavisinin yapılabilmesi mümkün değil.”

‘5 dakikada çözüm bulamıyor’

Vatandaş aynı hastalık için tatmin edici bir yanıt alabilmek adına doktor doktor gezmek zorunda kalıyor. Bu da kriz doğuran işlemi bir kısır döngüye çeviriyor: “Memnun olmayan hasta bir başka sağlık merkezine oradan bir başka sağlık merkezine gidiyor. Sonuçta aynı hastalık için altı-yedi sağlık kuruluşuna başvurmak zorunda kalıyor. Muayeneye gelen hastaların çoğu zaman şöyle bir ifadesi oluyor: ‘Ben bunun için birçok yere başvurdum.’ Çünkü bu 5 dakikada çözüm bulamayan derdi için hastane hastane dolaşıyor ve her hastanede yeni bir randevu talebi oluşturuyor. Dolayısıyla bu da hastalarda birikmeye yol açıyor.”

‘Koruyucu hekimlik hizmetleri güçlendirilmeli’

Çamlı şöyle devam etti: “Sağlıkta dönüşüm, koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince ağırlık vermeden tedavi edici hekimliği ön plana çıkarttığı için bu hastanelerde birikme söz konusu. Birinci basamağın zaman içinde etkisizleştirilmesi. Hastaların (pandemi sürecinde de bunu gördük) ikinci üçüncü basamaklara başvurması bu sıkıntın temel kaynağı. Oysa tedavi edici hekimlik bu kadar ön plana çıkartılmadan, koruyucu hekimlik hizmetlerinin güçlendirilmesiyle belki de bu kadar yoğun bir hasta talebi de ortaya çıkmayacak.”

Hekimler yurt dışına gidiyor

Yaşanan krizde tükenmiş ve mutsuz hekimlerin de etkisi var: “18 ayda 8 bin hekim istifa etti. Zaten ülkemizde OECD kriterlerine göre hekim açığı varken ve atama bekleyen birçok hekim, sağlık çalışanı varken ve ataması da yapılmazken, yeni hekim mezunların ülkenin geleceğinde bir umut görmeyip yurt dışına gitme girişimleri bu kadar artmışken, kriz kendi içinde bir kısır döngüyle giderek artıyor.”

Sağlık Bakanlığı kaliteden daha çok hasta sayılarına dikkat ediyor: “Burada sağlık artık bir kalite olarak değil de sayısal değerler üzerinden değerlendiriliyor. Bunda da tabii alınan sağlık hizmeti kaliteyle değil, poliklinik ve ameliyat sayısı gibi veriler üzerinden yorumlanıyor. Bu büyük bir yanlışlık.”

DSÖ birinci basamaktaki muayene için  en az 20 dakikayı öneriyor. Bu daha karmaşık vakalar ve ikinci üçüncü basamaktaki hastalar daha da uzayabilir.

‘Hastalar 5 dakikada çözüm aramak zorunda’

Türkiye’de hekimler ve sağlık çalışanları ise ‘performans baskısı’ altında: “Daha çok hasta bakmaları, daha çok ameliyat yapmaları isteniyor. Kaotik ortam ortaya çıkıyor ve bundan hekimler de mutlu değil, verdikleri sağlık hizmetinden mesleki bir haz alamıyorlar. Üstelik bu hasta hekim ilişkisin bozulmasına bağlı bazen sağlıkta şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Yeterince zaman ayıramamak mesleki uygulama hatalarına yol açabiliyor ama bütün bunlara karşın sadece sayısal (şu kadar hasta ameliyat vb) değerler üzerinden sağlık sistemimizin ne kadar başarılı olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Oysa hastalar bir sağlık kuruluşundan öbür sağlık kuruluşuna giderek o 5 dakikalar içinde çözüm aramak zorunda kalıyor.”

Vatandaşlar iki ay randevu alamıyor

Mersin Tabip Odası Başkanı Antmen de yaşanan krizin nedeninin sağlık sistemi olduğu görüşünde: “Hekimlerin yeterince maaş alamaması ve çalışma şartlarının çok zorlaşması nedeniyle çok ciddi hekim istifaları var. Çok ciddi yurt dışına giden hekim var. Senede bini aştı artık. Özele doğru kayan hekimler var. Bunlar özel hastanelerden daha çok özel muayene açma eğilimindeler. Tüm bunlar nedeniyle vatandaşlar bir-iki ay randevu alamıyor.”

‘Ne kadar çok bakarsan o kadar iyisin’ algısı

Antmen şöyle devam etti: “Bu tamamen performansa dayalı sistem nedeniyle. Ne kadar çok bakarsan o kadar iyi doktorsun şeklinde çok ciddi yanlış bir algı var. Bu Sağlık Bakanlığı tarafında  böyle algılanıyor. Sağlık Bakanlığı böyle algıladığı için böyle bir sistem kuruyor. Sağlık hakkının tamamen gasp edilmesine yönelik bir şey.

Sağlık Bakanlığı tamamen özel sektörün  gelişmesine ve ticarileşmesine yönelik çalışıyor. Bu pandemide de aşılarda da bu şekilde oldu. Parası olan özel hastanelere gidip 20 dakika muayenesinin yaptırıyor tetkiklerini oluyor ama parası olmayan vatandaş hiçbir yere gidemiyor. Devlet hastanelerine mecbur kalıyor, orada da beş dakikada randevuyla karşı karşıya kalıyor. Bu hiçbir sağlık hizmeti almıyor demektir . Bu nedenle çok ciddi bir sağlık hakkı gaspı var.”

Alkıştan duyulmayan çığlıklar: Doktor, altı ayda istifanın eşiğine geldi

‘Alkış’tan duyulmayan çığlıklar: Kanser hastası doktor geçim derdinden mesaide

‘Alkış’tan duyulmayan çığlıklar: Doktora dokuz aylık bebeği için izin yok

Kategori:Aktüel, Diken özel

SON HABERLER

Kamboçya'da tapınağa yıldırım düştü: Üç kişi hayatını kaybetti

Kamboçya’da Angkor Wat tapınağına düşen yıldırım sonucu üç kişi hayatını kaybetti.

Tutuklu gazeteci Karabay: Saraçhane'de tutuklanan gençlerle aynı koğuştayım

Tutuklu ve X hesabına erişim engeli getirilen gazeteci Furkan Karabay, “Ben çok iyiyim, çok huzurluyum. Saraçhane eylemlerinde tutuklanan gençlerle aynı koğuştayım” dedi.

Van'da PKK/KCK soruşturması: İki kişi yakalandı

Van’da PKK/KCK soruşturmaları kapsamında iki şüpheli hakkında adli işlem yapıldı.

İBB soruşturmasında 'etkin pişmanlık'tan tahliye: 'Sahte fatura kestim'

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) odaklı ‘yolsuzluk soruşturması’nda tutuklanan Neva Organizasyon Şirketi sahibi Ahmet Çiçek, etkin pişmanlık kapsamında ifade vererek tahliye oldu.

Çiçek ifadesinde ‘sahte naylon faturaları kestiğini ve bavullarla para taşıdığını’ söyledi.

Rusya, Uluslararası Af Örgütü'nü 'istenmeyen kuruluş' ilan etti

Rusya başsavcılığı, Uluslararası Af Örgütü’nü (Amnesty International) ‘istenmeyen kuruluş’ ilan etti.

Konya'daki silahlı saldırı: Sanık Altun'a yedi kez ağırlaştırılmış müebbet istemi
Aşı olmayan baba-oğul dört gün arayla 'corona'dan öldü; anne ve oğlu hastanede

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 757 gündür hapiste

YAZARLAR

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

GÜNÜN 11’İ

Şükrü Hatun: Sokaklarda şişmanlık taramasının iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum

Aziz Çelik: Genç istihdamı ve genç işsizliğine ilişkin tablo giderek vahim bir hâl almaya başlıyor

İpek Özbey: Ülkenin geleceğinin emanet edildiği gençler hangi sorunlarla mücadele ediyor?

Müjdat Gezen: Sakın bu şarkıyı yasaklamasınlar?

Orhan Bursalı: Yaşasın 19 Mayıs, yaşasın gençlik

İbrahim Kahveci: Görüntüde büyüyoruz ama gerçekte fakirleşiyor

Abdulkadir Selvi: 'Bir oy CHP'ye, bir oy HDP'ye' derken PKK'nın Lozan'la ilgili değerlendirmelerinden haberiniz yok muydu?

Murat Muratoğlu: Türkiye'de enflasyonun asıl dümeni siyaset rüzgarıyla döner

Deniz Zeyrek: 500 milyon liralık bu kamu zararının hesabı sorulmayacak mı?

Saygı Öztürk: 'PKK'nın silah bırakması' tartışmaları

Erdal Sağlam: 19 Mart krizinin ekonomide yarattığı tahribatın etkisi devam ediyor

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×