AYŞEGÜL KASAP
@aysegul_kasap
Vatandaşlar ne Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ne de ALO 182’den randevu alabiliyor. Zor bela alınabilen randevularda ise muayene süresi sadece 5 dakika. AKP iktidarının “Bizden önce hastanelerde kuyruk vardı, biz geldik bitirdik” diyerek övündüğü sistem, sağlıkta krize neden oluyor.
Mevcut sistemde doktor randevusu olan kişinin 5 dakikada, kendisini tanıtması, sağlık öyküsünü anlatması, tedaviye ilişki değerlendirme alması ve ilaçlarını yazdırması bekleniyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği kriterlere göre bu sürenin en az 20 dakika olması gerekiyor.
İmkanı olanlarsa çareyi özel hastanelere başvurmakta buluyor.
Diken’e konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı ve Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, krizin ana nedeninin sağlıkta dönüşüm politikaları olduğunu söyledi.
Dr. Çamlı, bunun yanısıra, ülkenin geleceğinden umutsuz genç hekimlerim yurt dışına çıktığına dikkat çekti ve tüm bunların sonucunda 5 dakika muayene süresinde derdine çare bulamayan hastaların, hastane hastane dolaşmak zorunda kaldığını belirtti.
Dr. Antmen ise 5 dakika muayene için “(Hasta) Hiç bir sağlık hizmeti almıyordur” ifadelerini kullandı ve “Bu çok ciddi bir sağlık hakkı gaspı” dedi.

‘Basamaklı sağlık sistemi hayat geçmiyor’
Dr. Çamlı yaşananın bir sistem sorunu olduğunu şöyle anlattı: “Sağlıkta dönüşüm politikalarının oluşturduğu kışkırtılmış bir sağlık talebinin bu tür sorunlara yol açabileceği bilinen bir durumdu. Başlangıçta bu randevular 10 dakikaya indirildiğinde de biz itiraz etmiştik. Şimdi 5 dakikaya indi. Hala bir çözüm bulunamayacak gibi görünüyor. Buradaki temel anlayış şu; bir kere sevk zinciri dediğimiz basamaklı sağlık sistemi hayata geçmiyor. Birinci basamakta çok rahat halledilebilecek sağlık sorunları için vatandaşların ikinci hatta üçüncü basamaklara gidip muayene olmak istediklerini görüyoruz.”
Ne hastalar ne hekimler memnun
Hastalar hastaneye gidiyor ama tedavi olamadan çıkıyor: “Beş dakikada bir yapılan muayenede vatandaş ne yazık ki derdini anlatamıyor. Çoğu zaman derdine çözüm bulamadığına inanıyor. Çünkü bu kadar sürede öyküsünün dinlenmesi, muayene edilmesi, tetkiklerin yapılması, tedavisinin planlanması ve 5 dakikada bunların hastaya ayrıntılı şekilde anlatılması ne yazık ki mümkün olmuyor. Bu süreçten hekimler de memnun değil, çünkü hastalarına yeterli sağlık hizmeti vermek konusunda kaygı taşıyorlar, yeterli özen gösteremiyorlar. Bu kadar kısa sürede hastanın teşhis ve tedavisinin yapılabilmesi mümkün değil.”
‘5 dakikada çözüm bulamıyor’
Vatandaş aynı hastalık için tatmin edici bir yanıt alabilmek adına doktor doktor gezmek zorunda kalıyor. Bu da kriz doğuran işlemi bir kısır döngüye çeviriyor: “Memnun olmayan hasta bir başka sağlık merkezine oradan bir başka sağlık merkezine gidiyor. Sonuçta aynı hastalık için altı-yedi sağlık kuruluşuna başvurmak zorunda kalıyor. Muayeneye gelen hastaların çoğu zaman şöyle bir ifadesi oluyor: ‘Ben bunun için birçok yere başvurdum.’ Çünkü bu 5 dakikada çözüm bulamayan derdi için hastane hastane dolaşıyor ve her hastanede yeni bir randevu talebi oluşturuyor. Dolayısıyla bu da hastalarda birikmeye yol açıyor.”
‘Koruyucu hekimlik hizmetleri güçlendirilmeli’
Çamlı şöyle devam etti: “Sağlıkta dönüşüm, koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince ağırlık vermeden tedavi edici hekimliği ön plana çıkarttığı için bu hastanelerde birikme söz konusu. Birinci basamağın zaman içinde etkisizleştirilmesi. Hastaların (pandemi sürecinde de bunu gördük) ikinci üçüncü basamaklara başvurması bu sıkıntın temel kaynağı. Oysa tedavi edici hekimlik bu kadar ön plana çıkartılmadan, koruyucu hekimlik hizmetlerinin güçlendirilmesiyle belki de bu kadar yoğun bir hasta talebi de ortaya çıkmayacak.”
Hekimler yurt dışına gidiyor
Yaşanan krizde tükenmiş ve mutsuz hekimlerin de etkisi var: “18 ayda 8 bin hekim istifa etti. Zaten ülkemizde OECD kriterlerine göre hekim açığı varken ve atama bekleyen birçok hekim, sağlık çalışanı varken ve ataması da yapılmazken, yeni hekim mezunların ülkenin geleceğinde bir umut görmeyip yurt dışına gitme girişimleri bu kadar artmışken, kriz kendi içinde bir kısır döngüyle giderek artıyor.”
Sağlık Bakanlığı kaliteden daha çok hasta sayılarına dikkat ediyor: “Burada sağlık artık bir kalite olarak değil de sayısal değerler üzerinden değerlendiriliyor. Bunda da tabii alınan sağlık hizmeti kaliteyle değil, poliklinik ve ameliyat sayısı gibi veriler üzerinden yorumlanıyor. Bu büyük bir yanlışlık.”
DSÖ birinci basamaktaki muayene için en az 20 dakikayı öneriyor. Bu daha karmaşık vakalar ve ikinci üçüncü basamaktaki hastalar daha da uzayabilir.
‘Hastalar 5 dakikada çözüm aramak zorunda’
Türkiye’de hekimler ve sağlık çalışanları ise ‘performans baskısı’ altında: “Daha çok hasta bakmaları, daha çok ameliyat yapmaları isteniyor. Kaotik ortam ortaya çıkıyor ve bundan hekimler de mutlu değil, verdikleri sağlık hizmetinden mesleki bir haz alamıyorlar. Üstelik bu hasta hekim ilişkisin bozulmasına bağlı bazen sağlıkta şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Yeterince zaman ayıramamak mesleki uygulama hatalarına yol açabiliyor ama bütün bunlara karşın sadece sayısal (şu kadar hasta ameliyat vb) değerler üzerinden sağlık sistemimizin ne kadar başarılı olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Oysa hastalar bir sağlık kuruluşundan öbür sağlık kuruluşuna giderek o 5 dakikalar içinde çözüm aramak zorunda kalıyor.”
Vatandaşlar iki ay randevu alamıyor
Mersin Tabip Odası Başkanı Antmen de yaşanan krizin nedeninin sağlık sistemi olduğu görüşünde: “Hekimlerin yeterince maaş alamaması ve çalışma şartlarının çok zorlaşması nedeniyle çok ciddi hekim istifaları var. Çok ciddi yurt dışına giden hekim var. Senede bini aştı artık. Özele doğru kayan hekimler var. Bunlar özel hastanelerden daha çok özel muayene açma eğilimindeler. Tüm bunlar nedeniyle vatandaşlar bir-iki ay randevu alamıyor.”
‘Ne kadar çok bakarsan o kadar iyisin’ algısı
Antmen şöyle devam etti: “Bu tamamen performansa dayalı sistem nedeniyle. Ne kadar çok bakarsan o kadar iyi doktorsun şeklinde çok ciddi yanlış bir algı var. Bu Sağlık Bakanlığı tarafında böyle algılanıyor. Sağlık Bakanlığı böyle algıladığı için böyle bir sistem kuruyor. Sağlık hakkının tamamen gasp edilmesine yönelik bir şey.
Sağlık Bakanlığı tamamen özel sektörün gelişmesine ve ticarileşmesine yönelik çalışıyor. Bu pandemide de aşılarda da bu şekilde oldu. Parası olan özel hastanelere gidip 20 dakika muayenesinin yaptırıyor tetkiklerini oluyor ama parası olmayan vatandaş hiçbir yere gidemiyor. Devlet hastanelerine mecbur kalıyor, orada da beş dakikada randevuyla karşı karşıya kalıyor. Bu hiçbir sağlık hizmeti almıyor demektir . Bu nedenle çok ciddi bir sağlık hakkı gaspı var.”