İstanbul’daki bir hastanede hamile çocukların polise bildirilmediğini ortaya çıkaran sosyal hizmet uzmanı, hastaneye günde ortalama üç dört hamile çocuk geldiğini anlattı.

Fotoğraf: Hürriyet
Küçükçekmece ilçesindeki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 2017’de beş aylık süreçte getirilen 115 çocuğun kayıtlara geçirilmediği ve polise suç ihbarında bulunulmadığı ortaya çıkmıştı. Bu çocuklardan 38’i 15 yaşından küçük.
Beş yıllık sosyal hizmet uzmanı İclal N. ve bir görevlinin daha çocuk hamileliğini ortaya çıkarmasının ardından iki hastane görevlisi hakkında kamu davası açılmıştı.
16 yaşında ikinciye hamile
Habertürk’ten Öznur Karslı’ya konuşan İclal N., hastaneye günde ortalama üç dört hamile çocuk geldiğini söyledi.
İclal N. şunları anlattı: “16 yaşındaki Suriyeli bir kız çocuğu, ikinci çocuğuna hamileydi. Öğrendiğime göre, 12 yaşındayken ilk çocuğunu ülkesinde doğurmuş. Kendisi 16, ilk çocuğu dört yaşındaydı. 17 yaşında hamile olan kız çocuğu, zihinsel engelliydi. Bu çocukların hepsi doğum yapmaktan korkuyor. Anne-baba ya da eşleri de geliyor yanlarında. Hepsi doğumdan korkuyordu. 115 çocuğun 15’ini gördüm. Onlara psikolojik destek verdim. Hepsi evliliği kabullenmiş, eşini sevdiğini, kendi rızasıyla hamile kaldığını söylüyor. Ama bir çocuğu beş dakikada tehdit edip bunları söyletebilirler. Anne, baba ve eşin rızası olması durumunda 10 haftalığa kadar olan gebeliklere kürtaj yapılıyor. Evli olmaması durumunda da yine rızaya dayalı kürtaj yapılıyor. 15 yaş altında bu durumu zaten kabul etmiyoruz.”
‘Yanıt alamayınca şikayetçi oldum’
İclal N., hamileliklerin saklanmasını kendisinin ihbar etmesine rağmen olayın üzerine yıkılmak istendiğini savunarak hastane başhekim yardımcısı A.A. hakkında da mobbing yaptığı gerekçesiyle şikâyette bulundu, görevini yapmayıp çocuk yaştaki kızların hamileliklerini bildirmeyen N.D.’nin de henüz iki yıllık memur olduğunu kaydetti.
Sosyal hizmet uzmanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Görevini yapmamakla nasıl bir çıkarı vardı bilemiyorum. Durumu fark ettiğimde başhekim yardımcısıyla paylaştım. Bu birimin sorumlusu olduğumu ve durumun çocuk büroya aktarılması gerektiğini söyleyerek, tutanak tuttum. Gelen yanıt, bildirim konusunda bir eksik olmadığı yönündeydi. İl jandarmayla yürüttüğüm bir proje vardı. Köy köy gezip istismara uğrayan çocuklara psiko-sosyal destek veriyorduk. Aynı zamanda bu projeye devam etmek istediğim için başhekim yardımcısı A.A’dan 29 Eylül’de birimimi değiştirmesini ve dilekçeme bir cevap istedim. Bu sorumluluğu daha fazla taşıyamazdım. Başhekim yardımcısından yanıt alamayınca şikâyetçi oldum.”
İclal N., şikayetçi olmasının ardından iki kez görev yeri değiştirildiğini dile getirerek, “Hastane dışına, Sefaköy’deki Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ne hiçbir gerekçe gösterilmeden danışman olarak gönderildim. Son olarak yine görev yerim değişti. 1 Şubat itibarıyla yine Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki Çocuk-Ergen Turkuaz Umutlar Merkezi’nde görevlendirildim” dedi.