Tarık Ziya Ekinci, 1930’lu yıllarda pazarda Kürtçe konuşanlara para cezası verildiğini, çoğu zaman kendisinin tercüme yaparak akrabalarını ceza almaktan kurtardığını anlatmıştı. Kürtçe tiyatro yasaklamalarını “saçma-gereksiz” bulup arabuluculuk yapmaya çalışanlar da o tercümanı oynuyor şimdilerde.
Oysa anadil, kimsenin iyi niyeti, minneti, ricası, araya girmesiyle kullanılacak bir araç veya hak değildir. Temel insan hakları ya hiçbir şekilde engellenemeyecek biçimde korumaya alınır, yasal ve anayasal güvence sağlanır, ya da bugünkü haliyle keyfi uygulamalara ve idarecilerin insafına terkedilir. Allah Ahmet Hakan’dan razı olsun, bu defa kendisi zahmet etti, iyilik etti ve yasağı kaldırttı. Ancak başka sefere zahmet etmesin, onun veya başkasının ricasıyla verilecek bir izin de hak da olmaz olsun.