Gazeteci Kadri Gürsel’in eşi Nazire Gürsel, Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları için hazırlanan iddianame için “Bu boyutta bir iftira beklemiyorduk” dedi.
Cumhuriyet’in yazar ve yöneticisi 13 kişi hakkında ‘FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ ve ‘FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmak’ iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş; duruşma günü olarak 24-25-26-27 Temmuz tarihleri belirlenmişti.
Silivri Cezaevi’nde 171 gündür tutuklu bulunan Gürsel’in ise iddianamede, ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme’ suçlamasıyla 7.5 yıl 15 yıla kadar hapsi isteniyor.
‘Silivri’de kahkahalarla karşılanıyorum’
Hürriyet’ten Ayşe Arman’a konuşan Nazire Gürsel, iddianamede yer alan, eşinin 92 ByLock kullanıcısı şüpheli şahıs ve ayrıca haklarında FETÖ/PDY terör örgütünden dolayı soruşturma bulunan 21 kişiyle ‘irtibatı’ bulunduğuna ilişkin iddialara şöyle yanıt verdi: “İddianameden bir hafta önce, bu abuk iddia sosyal medyaya sızdı ya da sızdırıldı. Derhal avukatlarımızı bilgilendirdik. İtiraf edeyim, bu boyutta bir iftira beklemiyorduk. Gerçi son yaşananlara bakarsak artık her yerden, her şeyi bekleyebiliriz değil mi? Bu ByLock meselesinin gazetelerde yer almasından sonra Silivri’de herkes beni, “Oo Nazire Hanım, meğer Kadri Bey boş zamanlarında Türkiye’nin dört bir yanını arıyormuş” diye kahkahalarla karşıladı. Anlayın artık!”
Kadri Gürsel’in ‘irtibat’ iddiasının niteliğinin araştırılmasını istediğini ifade eden Nazire Gürsel, “Kim aramış? Kaç kez aramış? SMS mi? Retweet mi? Kadri kendisi mi aramış? Dosyada bu görünmüyor. Bu bilgiye ulaşmak Kadri’nin de savunmanın da hakkı…” dedi.
‘Korkunç bir işkence’
“Gıyabınızda cep telefonunuza bir mesajın gelmesi, sosyal medyaya gönderdiğiniz mesajınızın paylaşılması ya da elektronik posta hesabınıza bir e-mail’in düşmesi ve bu iletişimin ByLock kullanan bir şahıs tarafından yapılması, sizin açınızdan hiçbir cezai sorumluluk doğurmaz” diyen Nazire Gürsel, asıl önemli noktanın ‘suç kastı’ olduğunu söyledi. Suç kastı bulunabilmesi için de o kişinin ByLock kullandığını bilmek, ayrıca iletişimin yasadışı ByLock faaliyeti ya da suç örgütünün faaliyetiyle ilgili olduğunun da farkında olmak gerektiğinin altını çizdi: “Kadri Gürsel’in durumunda, bunların hiçbiri yoktur.”
Oğulları Erdem’in babasının altı aylık tutukluluğu süresince sadece iki kez görebildiğini anlatan Gürsel, “Korkunç bir işkence. Kim duysa tüyleri diken diken oluyor. ‘Geçmiş olsun’ diye arayan uzak bir tanıdık şoka girdi. Referandumda ‘Evet’ diyecekmiş. Ama bunu öğrenince, sülalece ‘Hayır’ demişler. Bunu bana sonradan söylediler. Artık Erdem, “Anne yoksa babamı hiç bırakmayacaklar mı?” diye soruyor. 10 yaşında bir masuma yaşatılan adaletsizlik duygusu için, “Yazıklar olsun!” diyorum.”
Bu süreçten hiçbir sonuç alınamadığı için çok öfkeli olduğunu söyleyen Gürsel, sözlerini şöyle tamamladı: “Öfkenin çok kıymetli bir duygu olduğuna inanıyorum. Yapıcı şekilde kullanılırsa. Ve bu öfkeyi toplumda da hissediyorum. Gerçekten bu insanlar neden içeride? Artık izahı yok…”