Havaların ısınması özellikle yaz aylarında ‘sorun yaratan’ sivrisinekleri de beraberinde getirecek. Tabii, geçmişi günümüzden 350-550 milyon yıl önceye dayanan bu organizmalarla mücadeleyi de.

Bilim Akademisi’nin popüler bilim yayını sarkac.org’un yakın geçmişte Türkiye’de görülmeye başlanan iki sivrisinek türünü ele aldığı yazıya göre, özellikle Karadeniz ve Marmara bölgelerinde rastlanan siyah beyaz çizgileriyle dikkat çeken bu türlerin adları Aedes albopictus (Asya kaplan sivrisineği) ve Aedes aegypti (sarı humma sivrisineği).
Güneydoğu Asya kökenli bu iki sivrisinek istilacı türler. 62 farklı türün bulunduğu Türkiye’de artık yerleşik durumdalar. Dünyada istilacı türler olarak bilinen başka Aedes türleri de var.
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Alten’in verdiği bilgilere göre bu sivrisinekler, eski otomobil lastikleri ve süs bambularının uluslararası ticareti aracılığıyla taşınıp yayılıyor. Gürcistan üzerinden ülkeye giren Asya kaplan sivrisineği Türkiye’de ilk olarak 2009’da İpsala’da görüldü.

Sarı humma sivrisineği de Gürcistan üzerinden Türkiye’ye girdi. Türkiye, Avrupa kıtasında Asya kaplan sivrisineği ve sarı humma sivrisineğinin birlikte rastlandığı tek ülke. Asya kaplan sivrisineğinin evrimsel olarak daha yüksek adaptasyon yeteneği olması nedeniyle sarı humma sivrisineğini baskıladığı düşünülüyor.
Daha etkin bir hastalık taşıyıcı
”Çok hızlı yayıldıkları ve yüksek adaptasyon kabiliyetleri olduğu için bunlara istilacı diyoruz ama aslında doğadaki dengelere olan etkimizle yer değiştirmelerine bizim yol açtığımızı unutmamalıyız” diyen Alten’e göre sarı humma sivrisineği daha etkin bir hastalık taşıyıcı olduğundan bu Türkiye için iyi bir haber.
Sivirisinekleri yok etmenin mümkün olmadığını ancak popülasyonu kontrol altında tutmanın mümkün olduğunu söyleyen Alten, ”Evlerimizde, çevremizde alacağımız basit bireysel önlemler son derece etkili” dedi.
Az miktarda suda çoğalabiliyorlar
Kan emme sırasında sivrisineklerin tükürüğü deriye geçtiğinden bağışıklık sisteminin buna tepki gösterdiğini, şişme ve kaşınma olabildiğini anlatan Alten, şu bilgileri paylaştı:
”Aedes’ler çok az miktarda suyun varlığında yani saksı altlarından yağmur suyu birikmiş kovuklara kadar her yerde çoğalabilirler. Aedeslere şehirlerdeki yaşam koşullarına uyum sağlamış olduklarından ‘Şehir sivrisinekleri’ de denir. Sivrisinekler kan emme sırasında virüs, bakteri ve parazitleri taşıyabilirler.“
‘Gündüz sokan sinek Aedes türü olabilir’
Birçok ergin sivrisinek türü yazın gündüz saatlerinde gölgelik alanlarda hareketsiz durarak geceyi bekler; yalnız gece aktif olur ve kan emerler. Aedes cinsine ait türler gündüz de aktif olan nadir türlerdir. Gündüz de aktif olmaları ve kan emmeleri nedeniyle agresif türler olarak bilinirler. Türkiye’de bulunan diğer hiçbir sivrisinek türü gündüz aktif değil. Eğer sivrisineğin sizi gündüz soktuğunuzu düşünüyorsanız, bölgenizde Aedes türleri olabilir.”
Yeni türlerle mücadele
Asya kaplan ve sarı humma sivrisineklerinin popülasyonlarının kontrol altında tutulması için bilimsel yöntemler kullanan sistemlerin kurulup edinilen veriyle strateji belirlenmesinin önemini vurgulayan Alten Türkiye’de son iki senedir sivrisineklerle mücadelede önemli gelişmeler olduğunu anlattı:
”İstanbul Büyükşehir Belediyesi, üniversiteler ve akademisyenlerin katılımıyla Aedes türleriyle mücadelede çok ayrıntılı bir yönetim planını hayata geçirmiş durumda.
İstanbul’daki çalışma ödül getirdi
Bu çabalar sayesinde 2022’de Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü aldı. Aedes İstilacı Sivrisinekler AIM-COST Aksiyonu 3’üncü Yıllık Kongresi İstanbul’da dünyadaki birçok ülkeden bilim insanı ve yetkilinin katılımıyla düzenlendi. Kongrede farklı ülkelerde mücadele için uygulanan yöntemler karşılaştırıldı.”
İstanbul’da kurulan sistemin bilimsel bir mücadele programı için iyi bir örnek olduğunun altını çizen Alten, 2020’de beş ilçede uygulanan izleme sisteminin 39 ilçeye yaygınlaştırıldığını, sivrisineklerin yayılımının haritalandırıldığını söyledi. Gündüz sinek ısıranların durumu 153’e bildirebileceği, yakında hizmete girecek bir cep telefonu uygulaması geliştirildiğini, elde edilen bilgiler sayesinde mücadele için strateji belirleneceğini dile getirdi.
Alten, Aedes türleriyle bazı mücadele önerilerini şöyle sıraladı:
- Mücadeleye toplumun katılımı şart.
- İzleme sistemi oluşturulmalı ve sivrisineklerin hangi bölgelerde görüldüğü haritalanmalı. Sonra bu bölgelerde popülasyonun değişimi izlenmeli.
- Ergin sivrisineklerle mücadele çok etkili olmadığı gibi anlamlı da değil; larvalarla mücadele çok daha etkili. İlaç olarak çevreye zarar vermeyecek ve larvaları yok edecek olanlar tercih edilmeli.
- Kendi evimizde, bahçemizde, balkonumuzda bulunan üreme ve yaşam alanlarını tespit edip buralarda basit önlemler almak popülasyon kontrolünde son derece etkili.
- Saksı altlarındaki kaplar, süs havuzları, mezar başlarına koyduğumuz su hazneleri, hayvanlar için bıraktığımız sular bu sivrisineklerin en kolay üredikleri yerler. Yapmamız gereken tek şey, bu suları haftada bir değiştirmek. Gerekli olmayan su haznelerini yok etmek.
- Kendimizi korumak için cilde zararlı olmayan sinek kovucular kullanılabilir.