Greenpeace’in ‘Okyanusları Koru’ kampanyası kapsamında bir grup müzisyen Kuzey Kutbu’nda konser verdi. Müzisyenler, Kuzey Kutbu’nda buzdan yaptıkları enstrümanlarla ‘Okyanus Hatıraları’ isimli parçayı çaldı.

Müzisyenler, eksi 12 derecede çan, korno, çello ve perküsyon ritimleri eşliğinde dünyaya şu mesajı iletti: “Okyanuslarımızın en az yüzde 30’unu 2030 yılına kadar korumalıyız. Zira bilim insanları vahşi yaşamı korumak ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için 2030 yılına kadar okyanuslarımızın en az yüzde 30’unun okyanus koruma alanları kapsamına alınması gerektiğini söylüyor.”
‘Okyanuslarımız krizde, onları korumalıyız’
Greenpeace Nordik Okyanuslar Kampanya Sorumlusu Halvard Raavand, Kuzey Buz Denizi’ndeki buz kaybına dikkat çekmeyi amaçladıklarını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Hükümetler, Birleşmiş Milletler’de okyanus koruma alanları oluşturulmasını sağlayacak bir Küresel Okyanus Anlaşması üzerinde çalışıyor. Bu anlaşma iklim değişikliğine karşı sağlıklı okyanuslar yaratmak için eşsiz bir fırsat. Bilim bu konuda net: Okyanuslarımız krizde ve onları korumalıyız.”
Küresel Okyanus Anlaşması nedir?
10 yıldan uzun süredir hükümetler, ulusal sınırların dışında kalan okyanus yaşamının korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması için Birleşmiş Milletle bünyesinde resmi olmayan çalışma grupları ile görüşmeler yapıyordu.
Pek çok sivil toplum örgütünün baskısı sonucunda Ocak 2015’te hükümetler tarihi bir karar aldı. Hükümetler ulusal sınırların ötesindeki deniz yaşamının biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması için yasal olarak bağlayıcı yeni bir uluslararası anlaşmanın (Küresel Okyanus Anlaşması) görüşmelerine başlanacağını duyurdu.
Eylül 2018’de başlayan bu görüşmelerin üçüncüsü Ağustos 2019’da New York’ta yapılacak, sürecin de 2020 yılında tamamlanması bekleniyor.
Anlaşma ‘okyanus koruma alanlarının’ oluşturulmasını sağlayarak okyanusları zararlı insan faaliyetlerinden uzak tutabilir.