Erdoğan’ın bugün sınırsız olmadığını hatırlattığı o azıcık altının üzerinde çok sayıda maden şirketi var. Bunlardan biri, şubat ayında meydana gelen heyelanla 9 işçiye mezar olan Erzincan İliç’teki Anagold’a ait işletme. 5 işçi hala toprak altında. ÇED olumlu ve İkinci Kapasite Artışı” izninin altında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un imzası var. Muğla’da, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin termik santrallerine kaynak olacak kömürün çıkarılması için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçlar kesildi. Yaşam alanlarını korumak için direnen köylüler karşılarında devletin polisini buldu. Yıllardır süren direnişin etkili isimlerinden olan ve 31 Mart yerel seçimlerinde İkizköy mahalle muhtarı seçilen Necla Işık’a pankart astığı gerekçesiyle 40 bin lira para cezası kesilmişti.
Madenciliğe karşı verilen bir diğer mücadele de Artvin Cerattepe’de sürüyor. Havası, suyu ve toprakları yedi yıl boyunca kirletilen bölge halkı kendilerine yaşatılan bu mağduriyeti yargıya taşıdı. Son olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara göre “söz konusu madencilik faaliyetinin bölgenin doğal yapısı, suları ve ekosistem bütünlüğünü olumsuz etkilediği” belirtildi ve ‘ÇED olumlu’ kararının iptaline yönelik başvuruda ‘hak ihlali’ yaşandığına hükmetti. Yaşam alanları tehdit altında olan halk kararın bir an önce uygulanıp Cerattepe’deki maden faaliyetlerinin durdurulmasını bekliyor.
Şehirlerde yeşil alanların gittikçe küçülmesine neden olan inşaat projelerine, ülkeye örümcek ağı gibi yayılan, nehirleri kurutan, toprağı ve havayı zehirleyen santrallere ve maden ocaklarına karşı tepki ve direniş devam ederken, yaşam alanı savunucuları üzerlerindeki baskı da aynı oranda artıyor. Toprakları, ağaçları, zeytinlikleri zarar gören köylüler “biz bitiyoruz” diye isyan ederken iktidar halkın karşısına polisini jandarmasını dikip tercihini sermayeden yana kullanıyor. Ülkenin temiz su kaynakları ve tarım arazilerine göz göre göre verilen bu zararın telafisini çok uzaklarda, Sudan’da arayan iktidarın sebze meyve yetiştirip satmak için kiraladığı 10 milyon dönüm arazinin verimsiz olduğu ortaya çıktı. Günün sonudan bu zarar hepimize yazıyor.
Denizli’de, arazisine girdiği için uyardığı Avdan Madencilik yetkililerini darp etmekle suçlanan 75 yaşındaki Hatice Kocalar’a para cezası verildi. Kocalar, maden şirketinin bu yolla kendisini korkutmaya çalıştığını ama korkmadığı gibi toprağını koruduğu için gururlu hissettiğini söyledi. “Onurluyum, gururluyum mutluyum. Alnım açık, başım dik. Ben toprağımı savundum.” 11 yıl önce, hayatın her koldan talan edilmesine karşı başlayan direniş ülkenin dört yanında bugün hala devam ediyor. Gezi’nin mesajı da amacı da hep çok netti: “Mahalleme, meydanıma, ağacıma, suyuma, toprağıma, evime, tohumuma, ormanıma, köyüme, kentime, parkıma dokunma!”