Deniz Özarslan isimli erkek, boşanma aşamasında olduğu Ezgi Zerkin’i silahla vurarak katletti.
Zerkin’in annesiyse kızının göz göre göre katledildiğini söyleyerek, “Savcılıkta suç duyurum var. Karakolda suç duyurum var. Çankaya’daki aile içi şiddette suç duyurum var. Uzaklaştırmamı aldım. Bu adam bir alt sokağımda geziyor. Devletimde değişen hiçbir şey yok” dedi.
İzmir’de Deniz Özarslan, 2021’de 25 yaşındaki kız arkadaşı D.K.’yi balkondan attığı iddiasıyla tutuklandı. Ancak D.K. kendine geldiğinde balkondan düştüğünü söyledi. Cezaevinden tahliye edilen Deniz Özarslan’a, D.K.’yı tehdit ettiği iddiasıyla dava açıldı. Deniz Özarslan’ın 2015’te evlendiği muhasebeci eşi Ezgi Zerkin bu olayın ardından boşanma davası açtı.
Deniz Özarslan kendisini tehdit etmeye başlayınca da uzaklaştırma kararı aldırdı. Fakat Deniz Özarslan 28 Temmuz’da işyerine gittiği Ezgi Zerkin’i başından vurarak kayıplara karıştı.
Zerkin’in (Özarslan) beyin ölümünün gerçekleşti fakat saldırgan Deniz Özarslan hâlâ yakalanmadı.
Kızının öldürülmesindeki ihmalleri anlatan anne, “Herkes kendi havasında. Biri sandalye peşinde, biri iktidar peşinde. Ulan kadınlar tek tek gidiyor. Anaların canları yanıyor. Ocakları sönüyor. Bir kalleşin bir kurşunuyla… Sen nasıl devletsin, nasıl yakalayamıyorsun ya” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ezgi Zerkin’in hayatını kaybettiği hastane önünde kadına yönelik şiddeti protesto etti. Eyleme Ezgi Zerkin’in annesi de katıldı, isyan etti.
Kızının devlet tarafından korunamadığını söyleyen anne Zerkin, şöyle konuştu:
“Kapıma geldiler. ‘Uzaklaştırması var’ dedim. Eşkalini verdim, adresini verdim. ‘Oğlum, evladım benim kapımda işin ne‘ dedim. Geliyor, bağırıyor, küfrediyor, darp ediyor, gidiyor… Çıkarsam beni de öldürür, kızımı da öldürür. ‘Sen neden benim kapıma geliyorsun‘ dedim. Görevli ne diyor biliyor musunuz? ‘Benim görevim bu. Ben buraya gelebilirim. O senin kapından içeri girerse o zaman müdahale edebilirim. Sen onu burada tut ki ben gelip yakalayayım’ Ulan sen beni 112’ye bağlıyorsun. 112, ‘Hasta mısın?’ diyor. Diyorum ki, ‘Polis istiyorum.‘ Polise bağlanıncaya kadar bana müzik dinlettiriyor. Bu kurşun 24 saniyede beynine girdi kızımın. Adam 24 saniyede kaçtı. Ulan sen bana neyin müziğini dinlettiriyorsun.
Bakın bunu tutuklayın. Savcılıkta suç duyurum var. Karakolda suç duyurum var. Çankaya’daki aile içi şiddette suç duyurum var. Uzaklaştırmamı aldım. Kapıma geliyor, arıyorum. İkisini dikiyorlar, ekip geliyor, ekip gidiyor. Ekip sen bana neden geliyorsun ya. Bu adam bir alt sokağımda geziyor. Devletimde değişen hiçbir şey yok.
Herkes kendi havasında. Biri sandalye peşinde, biri iktidar peşinde. Ulan kadınlar tek tek gidiyor. Anaların canları yanıyor. Ocakları sönüyor. Bir kalleşin bir kurşunuyla… Sen nasıl devletsin, nasıl yakalayamıyorsun ya? İzmir çok mu büyük? İzmir’in çukuru bu kadar. Sen bu kadar mı basiretsiz emniyetsin? Günlerdir ben sana suç duyurusunda bulunuyorum. Siz benim ölümü de bulacaksınız.”