Tam bir yıl önce “yıllarca Kürt olduğumu söyleyememiş biriyim” demiştiniz. Böyle içten bir itirafta bulunmuş birinin 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili “Bunları size bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” demesi oldukça çelişki bir durum.
… Sayın Çağlayan siz de bu topraklarda, bir Yahudi, bir Ermeni ya da bir Zerdüşt olarak dünyaya gelebilirdiniz. Anne, babamızı dolayısıyla dinimizi, etnik kimliğimizi seçemiyoruz.
.. Ancak benim için esas şok, bu ülkenin Ekonomi Bakanlığı görevinde bulunmuş, uluslar arası arenada Türkiye’ye temsil etmiş birinden yukarıdaki sözleri duymak. Hafızam yanıltmıyorsa, piyanonun başına oturduğunuz Varşova’da, Londra’da Piccadilly’deki Kahve Dünyası’nda sizinle uzun sohbetlerimiz var. Şimdi anlıyorum ki, benim kimliğim hep beyninizin bir köşesindeymiş. Ne acı.
Ama daha da acı olan sizin gibi üniversite mezunu, bakanlık sorumluluğunu üstlenmiş birinin son dönemlerin modası Yahudiliği “şeytanlaştırma” nın büyüsüne kapılmış olması. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısınız? Bundan böyle, 8 Mart günü konuşmanızı yaptığınız Tarsus’a gittiğimde “adınız neden yabancı” diye soranlara “Yahudiyim” cevabını verince neyle karşılaşacağımı kim kestirebilir?
Korkarım, tarihe ihracatı 150 milyar dolara çıkartmış biri olarak değil, yolsuzluk iddialarının ortasındaki isim olarak da değil, en çok “nefret suçu” işlemiş biri olarak geçeceksiniz.