Türk bayraklı kadınla yan yana koşan Kürt Ali Şahin, sapanlı teyze, Lobna Allami, Gezi doktoru ve Duran Adam… Gezi eylemlerinin sembol yüzleri aradan geçen üç yıl sonra eylemlerin kendileri için ne ifade ettiğini ve öngörülerini anlattı.
Cumhuriyet’ten Hilal Köse ile Ali Açar’ın ulaştığı Gezi’nin kahramanları, iktidarın baskısına karşı dayanışma ruhuna işaret etti.
Taksim Meydanı’nda elinde Türk bayrağı olan bir yurttaşı polis müdahalesinden elinden tutarak kaçırmaya çalışan Kürt genci Ali Şahin, olaylar sırasında Şanlıurfa’daki işini bırakıp geldiğini söyledi: “Devletin uyguladığı şiddete karşı halkın yanında yer almak istedim. Ben bir insanı kurtardım. Yoksa üzerinden polis panzeri geçecekti. O bayrak Türk halkının birleştirici ve saygı duyduğu bir simgedir ve biz de buna saygı duyarız. Gezi’den bu yana Kürtler, Aleviler, devrimciler ve sosyalistler aynı noktada. Bu ülkede gerçek anlamda sosyal demokratlar, Kürter, Aleviler, devrimciler ve sosyalistler birleştiği zaman ülke yaşanabilecek bir noktaya gelir. Ölenlere bir bakın, hep emekçi ve Alevi çocukları. Artık toplumun birlikte harekete geçmesi lazım. Belki bedel ödeyeceğiz ama hep birlikte kurtulacağız.”
Sapanlı teyze: ‘Bugün Gezi olsa yine giderim’
Eylemler sırasında elindeki sapanla meşhur olan Emine Cansever ise, Gezi’nin kendisini gençliğime götürdüğünü söyledi: “Bir umut, ışık gördüm. Tıpkı 15-16 Haziran işçi direnişindeki gibi bir kımıldama oldu. Bunun iki ağaç için kopartılmış bir patırtı olmadığını biliyorduk. Çünkü yaşam şartlarımız ağırlaştırılıyor, özgürlüklerimize saldırıyorlardı. Ama o umut bitmiş değil. Bugün Gezi olsa yine giderim. 27 yıl hapis cezası ile yargılıyorlar ama istedikleri kadar yargılasınlar. Bedelsiz mücadele olmaz. Ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Kimin ayağına basarsan bas o kişi bir gün Köroğlu olur başkaldırır. Gezi meşru bir halk hareketidir.”
Lobna Allami: ‘Müzik, aşk ve barış yeter’
Gezi’deki polis saldırısı sırasında başından vurulan ve kafatasında oluşan hasardan o günden beri tedavisi devam eden Lobna Allami ise “Diyarbakır harap, Suriye yerle bir, Filistinliler 68 senedir öldürülüyor. Ne diyebilirim ki… Devam etmek zorundasınız, pes etmek yok. Müzik, aşk ve barış. Yeter. Başka bir şey istemiyorum. Herkes de bunun istesin” diyor.
Gezi’nin doktoru: Gezi gençlerin bu işe sahip çıktığını gösterdi

Gezi eylemleri sırasında protestocular 2 Haziran 2014 gecesi polis şiddettinden kaçmak için Dolmabahçe Camii’ne sığınmıştı.
Gezi’nin doktoru olarak bilinen CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise Gezi’nin ‘Bu kadar da olmaz’ diyenlerin isyanı olduğunu belirtti: “Ben de bir yurttaş olarak isyan edenlerdendim. İlk gün polis saldırınca sağlık çantam ile yaralılara müdahale ettim. Sonrasında ise şiddet ortamına karşı orada hep bulundum. Gezi bize, ‘ne kadar baskı kurarsanız kurun kaderimize sahip çıkmak için kimseyi tanımayız’ dedirtti. Gençlerin bu işe sahip çıktığını, faşizmin kolay gelemeyeceğini ve kendisini dayatamayacağını gösterdi.”
Duran adam: ‘Gezi, bir deşarj anıydı’
Taksim Meydanı’nda AKM’ye karşı ‘durma’ eylemine başlatan sanatçı Erdem Gündüz durumun üç yıl öncesinden daha kötü olduğunu görüşünde: “Düşünce ve ifade özgürlüğü noktasında da gittikçe her şey daha kötüye gidiyor. Doğa tahrip ediliyor. Gezi, bir deşarj olma anıydı. Hızını aldı, gittikçe sönümlendi. Deprem gibi… Benzer bir olayın bir daha yaşanması mümkün değil, sistem öğrendi önlemini alacak. Gezi olmasaydı duran adam da olmazdı. Sonuca bakarsak, demek ki günlük hayatımıza bu protestonun pek bir etkisi olmamış. Eylem o dönem insanlara umut verdi.”