İstanbul’da tarihi Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın kısmen yıkılmasına neden olan kazayla ilgili konuşan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Boğaz’a ikinci bir kanalın gerekli olduğunu söyledi ve ekledi: “İlla felaketi beklemeyelim.”

Fotoğraflar: DHA
Malta bandıralı Vitaspirit adlı yük gemisi, 7 Nisan’da öğleden sonra Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hemen altında bulunan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’na çarpmıştı. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, yalı kısmen yıkılmıştı.
Kazanın geminin makinesinin durması, dümeninin de kilitlenmesi nedeniyle meydana geldiği duyurulmuştu. Ayrıca gemi, çarpmadan önce demir atmıştı. Demir atma konusunda gemi kaptanıyla kılavuz kaptan arasında tartışma çıktığı da bildirilmişti.

Fotoğraf: DHA (Arşiv)
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın İstanbul’un en önemli yalılarından olduğunu söyleyen Ortaylı, kazayla İstanbul Boğazı’nın büyük bir değerini kaybettiğini ifade etti.
Ortaylı şöyle devam etti: “Yalıya gelip biri çarpacak dediğim zaman aklıma hep Hekimbaşı Salih Efendi geliyordu. Çünkü eski ve çok orijinal bir yalı. İçinde de bir hayli kıymetli eşyalar varmış. Eski yalılar çok sahip değiştirmiştir, bu öyle değil. Eski bir aile, çünkü mütemadiyen el değiştirmeyen yalılardan biri, gün geçirmişlerin elinde. Bunun gibi ibretlik bir örnek de Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı. Tamir edilen çok güzel yalılar var ama hep aklıma bunlar geliyor. Tedbir almak lazım, insanlar yaşıyor orada.”
“Boğaz geçişini hükümet söyledi diye bazıları alerji duyuyor” diyerek sözlerine devam eden Ortaylı, bu bakışı anlamadığını aktardı.
Ortaylı şöyle devam etti: “Böyle bir ikinci kanalın lazım olduğu görülüyor. Türkiye ve dünya jeolojisini çok iyi bilen Prof. Dr. Celal Şengör buna taraftar. Bu projeye karşı ciddi bir şey yazılması lazım. İlmi şeylerle dolu değil, sadece halka açık anlatılabilir bir rapor gerekiyor. Böyle bir şey yazılmıyor, sözlü bir edebiyattır gidiyor. Yok sular karışır, yok bilmem ne olur. Peki, o zaman bir yazın. Mesela kanal çok geniş tutuluyor. Hakikaten neden geniş tutuluyor? Onu bir sorgulasınlar. Artık iş yalıdan çıktı. Bundan sonra boğazda seyr-ü sefa halinde işine gücüne gidip gelen insanlar, çoluk-çocuk var. Bu kadar lakayt kalıp sonra ‘Su kirlenir’ diyorlar. Kirlenecekse onu da lütfen izah etsinler. İstanbul’un yakın gelecekte bunlarla baş etmesi mümkün değil. İlla felaket beklemeyelim.”