Greenpeace, Türkiye’nin havayı en çok kirleten üç ülkeden biri olduğunu açıklayarak kömürlü termik santrallerine çevre yatırımı muafiyeti verilmemesi için change.org’da imza kampanyası başlattı.
Avrupa’nın kükürt dioksit (SO2) bakımından en kirletici 10 kömürlü termik santralinden üçü Türkiye’de bulunuyor. Greenpeace’in paylaşımına göre Soma Termik Santrali 3’üncü, Kangal Termik Santrali 4’üncü ve Seyitömer Termik Santrali 6’ncı sırada yer alıyor.
Greenpeace benzer kampanyayı 2019’da da başlatmış ve yasa tasarısındaki Madde50’nin veto edilmesiyle başarıya ulaşmıştı. Ancak santraller bu sefer de gerekli yatırımları tamamlamadan ‘geçici izin belgesiyle’ tekrar faaliyete başladı.
13 kömür santrali 2013’ten beri mevzuata aykırı çalışıyor
İklim Derneği’nin hazırladığı rapora göre, özelleştirilmiş ve özelleştirilme sürecinde olan 13 kömürlü termik santral, 2013 yılından beri çevre mevzuatına aykırı şekilde çalışıyor. Santrallerin tamamı toksik atıklarını vahşi depolama yöntemiyle depoluyor.
13 kömürlü termik santral hala ulusal çevre mevzuatına uygun değil. Üstelik tesisler, geçici faaliyet belgesi alarak çevresel yatırımlarını geciktiriyor.
Çevre yatırımlarını yapmadan çalışıyor
Çevre izni almalarını kolaylaştırmak için içeriği belirsiz bir akademik raporla izin sürecini başlatmalarının önü açıldı. Bu santraller çevreye yatırımlarını yapmadan çalışıyor. Havayı, suyu ve toprağı her gün daha fazla kirletiyor.
Uzmanlara ve aktivistlere göre gevre mevzuatına aykırı tesisler bir an önce mühürlenmeli. Ulusal çevre mevzuatı şeffaf bir şekilde uygulanmalı. ‘Corona’yla boğuştuğumuz şu günlerde havamız kirlenmeye devam ediyor.
Greenpeace Türkiye açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “2020 yılının ilk altı ayında gerekli çevre yatırımı olmadığı için kapatılan kömürlü termik santraller, ‘geçici faaliyet belgesiyle’ ile tekrar çalışmaya başladı ama baca gazı arıtımı için hangi yatırımları yaptıkları ve emisyonlarının limitlere uygun olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat bu santraller şu anda çalışmaya ve korona ile boğuştuğumuz şu zor günlerde, havamızı kirletmeye devam ediyor.
Ayrıca, 2019 yılında kömürlü santrallere çevre mevzuatına uymaları için tanınan altı yıllık muafiyetin bitmesine beş gün kala yapılan ani bir yönetmelik değişikliğiyle kül depolama alanlarında gerekli yatırımlarını sağlamayan santrallerin çalışabilmesinin önü açılmıştı. 2020 yılında sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından bu değişikliğe dava açılmıştı. Mahkemenin şimdi verdiği karara göre; kül depolama sahasının sızdırmaması için gerekli yatırımları yapılmadığı halde yönetmelik değişikliği kapsamında çevre izni alabilmiş santrallerin izinleri artık geçerli değil ve derhal faaliyetlerinin durdurulması gerekiyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı’na sesleniyoruz: ‘Çevre yatırımlarını tamamlamayan santrallerin havamızı ve suyumuzu kirletmeye devam etmesine #izinvermeyin!’ “