Doğan TV Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat, ‘Parametre’ isimli programda Beşiktaş’taki çifte saldırı sonrası Meclis’te üç parti tarafından imzalanan metne neden HDP’nin de imza atmadığını ‘sorguladı.’
Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrası taraftarların dağılmasının ardından Vodafone Arena’nın yakınında düzenlenenen saldırının ardından AKP, CHP ve MHP ortak bir metin hazırlamıştı. Meclis’te okunan bildiride birlik ve beraberlik vurgusu yapılarak, “İnsanlık düşmanlı teröristler yenilecek; aziz Türk milleti ve devleti muzaffer olacaktır. Millete kastetmeye kalkışan teröristler ya yok olacak ya da adalete hesap verecektir” denmişti. Bildiride şu ifadeler de yer almıştı: “Bizler bu bildiriye imza atan siyasi parti grupları olarak; Devletimizin bekası ve sinesinden çıktığımız aziz milletimizin huzuru için terörle mücadelede güvenlik güçlerimizin sonuna kadar yanındayız.”
HDP metne imza atmamış, ancak kendi açıklamasında, saldırıyı kınadığını ve acıyı paylaştığını bildirmişti. Acıların dinmesi ve yenilerinin yaşanmaması için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini aktaran HDP, şunları kaydetmişti “Türkiye hem iç hem de dış politikada barış, demokrasi, insan hakları adına örnek bir ülke ve daha önemlisi politik aktör haline gelmelidir. Daha fazla gerginlik, kutuplaşma, düşmanlık ve çatışma üreten politikaları, dili ve üslubu, uygulamaları derhal sonlandırmak gereklidir. Bu gidişe ‘Dur’demenin ilk adımı budur. Bir kez daha yaşamını yitirenlere rahmet, tüm toplumumuza başsağlığı diliyoruz.”
Fırat: İnandırıcılığı kalmıyor
Programa Ankara’dan bağlanan Fırat, Meclis’te okunan bildiride ‘teröre karşı ortak mücadeleye’ vurgu yapıldığını belirtip, “Üç tane de siyasi parti buna imza atıyor. Neden HDP imza atmadı? Merak ediyorum. Gerçekten açıklanmasını istiyorum. Neden HDP buna imza atmadı? Herhalde bir açıklama yapacaklardır” diye ‘hesap sordu.’
“Bu açıklamayı hepimiz duymak istiyoruz artık” diyen Fırat, “Eğer açıklamıyorsan da herkesin terörle aranda bağ var noktasında gayet net duruşu olduğu noktada. Bu duruş da haklı oluyor, değil mi? Ortak bildiri imzalanmadıktan sonra ‘Bize şöyle haksızlık yapılıyor, bize böyle haksızlık yapılıyor’ dediğinde de en ufak bunun inandırıcılığı kalmıyor” diye konuştu.
Demirtaş ve vekiller de kınamıştı
Fırat, bir hayli sinirli göründüğü ve sesini yükselttiği ifadelerinde HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP’li vekillerin Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmaları da ‘atladı.’
Demirtaş, tutuklu bulunduğu cezaevinden gönderdiği mesajda şu ifadeleri kullanmıştı: “Acımasız katliamı lanetliyor, kınıyorum. Saldırıda yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerimi sunuyor, sabırlar diliyorum. Yaralanan yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Bütün toplumu, halkımızı şiddet karşıtlığında, barış, kardeşlik, demokrasi ve özgürlük duyguları etrafında umutla bir arada durmaya davet ediyorum. Koşullarımız ne kadar zor olursa olsun kutsallık atfettiğimiz barışı savunmaktan vazgeçmemeli, umutlarımızı yitirmemeliyiz. Bu sıkıntılı dönemi dayanışma ile aşarak ülkeyi düze çıkarmayı başarmalıyız.”
CNN Türk’ün ‘haber olarak değerlendirmediği’ konuşmasında HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş şöyle demişti: “Dünkü saldırıda hayatını kaybeden Berkay’ın babasının sözlerini duymalıyız; hepimize ‘Sadece gidip mezarda dua okumakla bu iş çözülmüyor’ diyor. Bu mesaj bizedir. Şiddet nasıl artar; konuşma yasaklanınca, siyaset tıkanınca, demokratik siyaset kanalları tıkanınca şiddet artar. Bugün tam da bunu konuşmak zorundayız. Çözüm sürecine yönelik mahkum etme dilini, ben de kürsüden mahkum ediyorum. Konuşmak lazım. Sadece burada değil, her yerde; konuşmanın sustuğu yasaklandığı dönemlerde şiddet artar, ölüm artar. Hangimizin yakını yok İstanbul’da? Hepimizin yüreği hoplamadı mı? Bu acıları yaşatmamak, bu Meclis’in iradesine bağlıdır.”
HDP’li bir diğer milletvekili Sırrı Süreyya Önder de yine Meclis’te yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “En kötü barış hali savaştan iyidir. Giden, canlarımızdır! Bu Meclis inisiyatif geliştirebilir. Bizi kuvvetlendirecek olan, bu saldırılara karşı en korunaklı zırh demokratik zırhtır. Demokratik alanın genişlemesi; ülkenin bir ‘hamuşan kabristanına’ dönmemesi, konuşandan korkmamamız gerekiyor. Yoksa ‘hamuşan’ ve ‘kabristan’ neredeyse eş anlamlı; susmak ölmek demektir. Bunları her seferinde yeniden tecrübe etme lüksümüz yok. Zaman elimizden kayıp gidiyor. Karpuz kesmekle yürek soğumaz. Biz bunun ötesinde bir şeyler yapmakla mükellefiz. Bu şekilde gerçekleşecek her şeye katkı sunmaktan onur duyarız.”
‘Birilerine göre bunlar cici terörist’
Fırat, ‘eleştiri’sini “Birilerine göre cici terörist bunlar. Terör örgütü insan silah ve para transferiyle ayakta duruyor. Nereden oluyor bu transferler, kim veriyor? Bilmiyor muyuz başından beri? Paralar nerede toplanıyor? Daha dün nerede konuştular? Daha dün sosyal medyada kim terörist diyemedi” sözleriyle sonlandırdı.