Öyle bir hesap ki akla zarar. Hafızasında iki sürgün girişimini canlı tutan ve 3 yıldır güvercin tedirginliğiyle yaşayan Suriyeli Ermenilerin kasabası Keseb’i ele geçiren Kaide ve müttefiklerine lojistik destek vereceksin, sonra diaspora ayaklanınca, ABD Kongresi’ne mektuplar gidince ve Kars-Karakale asıllı Kim Kardashian #SaveKessab hashtagıyla kampanya başlatınca afallayacaksın, kendine gelince de numara çekeceksin!
Önce günaydın demek istiyorum. Çünkü Keseb’in faturası Türkiye’ye çoktan kesildi! Ödemenin nasıl olacağını da zamanla göreceğiz. Bir kere Kesebliler Türkiye destekli savaşçılar yüzünden evlerini terk etti. Tatil için Lazkiye’ye gitmediler. Geçici sürgün kalıcı hale gelirse ve maazallah başta trajediler yaşanırsa fatura hepten Türkiye’ye kalır, faili kim olursa olsun.
Gelelim Türkiye’deki yegâne Ermeni köyü Vakıflı’ya götürülen Sirpuhi (82) ve Satenik (84) Titizyan kardeşlere. Agos muhabiri Lora Baytar, AA’nın “Kendi istekleriyle Türkiye’ye gönderildiler” dediği bu iki yaşlıyla konuştu. Sirpuhi Titizyan’a göre önce Türkçe konuşan militanlar gelip evi aradı. Ardından Arapça konuşanlar gelip “Sizi Lazkiye’ye götüreceğiz” dediler ama ertesi sabah ikiliyi Lazkiye değil Türkiye’ye getirdiler. Yani Ermeniler kandırıldı. İşin Türkçesi, Türkiye’nin “Ermenilere kucak açtık!” başlıklı bir hikâyeye, militanların da Ermenisiz bir Keseb’e ihtiyacı var. Titizyan ikilisi şimdi Lazkiye’deki Keseblilerin yanına ya da Beyrut’a gitmek istiyor.
Türkiye’nin Keseb’in ele geçirilmesindeki rolüyle ilgili de anlatılanlar var. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu “Keseb bizim irademizle gelişmedi” dedi ya, bir de Agos’un “Saldırıyı bekliyor muydunuz” sorusu üzerine Titizyan’ın ne dediğini bakalım: “Yok ama Erdoğan’ın yolları açtığını söylediler. Erdoğan yolları açmasaydı Keseb’e bu kadar çok kötü adam gelmezdi. Bu adamlar Türkiye’den geldi.” Savaşçıların Türkiye sınırından Keseb’e geçtiklerine dair çok şey yazıldı.