Muhabirin “birlik beraberlik ihtiyacı” ile ilgili sorusuna verdiği yanıt şöyleydi Ortaçgil’in örneğin: ”Muhalefetiyle iktidarıyla uzlaşmamız gerekiyor. Sandıktan çıkan sonuca saygı duyulmalı öncelikle. Oy olarak da baktığımız zaman yüzde 52’yi yok mu sayacaksınız? Ya da muhalefette kalan yüzde 48’i? Başkan yüzde 52 civarında oy alarak seçilmiş. Muhalefet bunu kabul etmeli.”
Aynı gazetede bir gün önce Mazhar Alanson’la röportaj yapılmış ve Alanson da o röportajda “Bu topraklarda o söyledikleri gibi ‘laiklik de elden gitmez’, gitmedi de. Kimse korkmasın” demişti.
Bu alıntıladığım cümlelerin hiçbiri “cımbızlama” değil ve hepsi de röportajların ruhunu yansıtıyor. Röportajların üçünün de aynı gazetede çıkması, ikisini ise aynı muhabirin yapması, ortada bir tesadüf olmadığını gösteriyor. Yeni rejim kendi yeni normalini “karşı mahalle”ye, kapsayamadıklarına, gidişata itiraz edenlere, tam da “karşı mahalle”nin okuduğu, izlediği, dinlediği, alanlarında saygın ve üzerine “yandaş” etiketi yapışmamış, “tarafsız” isimler üzerinden kabul ettirmeye çalışıyor.