Tam da bu nedenle, kısa süren bu deneyim bir yandan halkın haber alma hakkının karşı karşıya bulunduğu tehditlerin düzeyini bir kez daha teyit ederken, kanalın çeşitli bölümlerinde çalışan tüm ekip açısından da yeniden bir işsizlik dönemi anlamına geldiğinden üzücüdür.
Cavit Çağlar, Olay TV kapanırken, televizyonun Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar’ın “Cavit Bey, ‘Bana iktidardan büyük baskı var. Çok ağır baskı altındayım devam edemeyeceğim’ şeklindeki sözlerine ve benzer nitelikteki kulis bilgilerine yanıt olarak şunları ifade etti: “Ben merkez sağda siyaset yapmış bu ülkeye hizmet etmiş bir kişiyim. Olay TV yayın ekibinin yaptığı yayınları beni rahatsız etti. Tarafsız yayın yaparken HDP yayınlarına ağırlık verilmesi üzerine bu konuyu beraber iş birliği yaptığım ortağıma ilettim. Bunun üzerine ‘Yeni bazı arkadaşları kanala ilave edip denge kuralım’ dediğimde ortağım bunu kabul etmedi. Ben de bu şartlarda devam edemeyeceğimi, kanaldan ayrılmak durumunda kalacağımı söyledim.”
Öncelikle, izleyenlerin de bileceği gibi, kanal bütün partilerin grup toplantılarını eşit bir biçimde yansıttı. Ancak, ‘merkez’ kanalların HDP’yi HDP’siz programlarla konuştuğu ve hedef haline getirdiği bir dönemde HDP’ye normal bir parti muamelesi yapmak bile kuşkusuz verili standardın dışına taşmış oluyor.