Önceki gün diplomasi kulislerinden bir söylenti geldi. Önce inanamadım.
“Yok artık, bu kadar da olmaz” dedim…
Olay şu:
COVID-19’a karşı insanlığa umut kaynağı olan Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin Yunanistan’a davet edildiler.
Selanik’teki Theofano Vakfı, 13 Ekim gecesi iki bilim insanına ödül verdi. Ödülü de Yunanistan Cumhurbaşkanı Sakellaropulu verdi.
Buraya kadar her şey çok güzel…
Aynı zamanda Türk-Yunan ilişkileri için de sembolik olarak olumlu bir ödül…
Ama o da ne?
Gecenin ertesi günü öğreniyorum ki…
Başta Almanya’nın Atina Büyükelçisi olmak üzere bazı yabancı büyükelçiler törene davet edilmiş…
Ama…
Türkiye’nin Atina Büyükelçisi ise çağrılmamış…
“Yok canım” dedim.
Sonuçta bu bilimsel bir ödül. Üstelik Türk kökenli bilim insanları. Türk Büyükelçi çağrılsa güzel bir jest olmaz mı? Bunun politikayla ne ilgisi olabilir?
Ardından Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin’i aradım:
“Sayın Büyükelçi, duyduklarım doğru mu, o geceye davet edilmemişsiniz. Oysa başka büyükelçiler davet edilmiş?”
Özügergin, kısa bir süre sustu ve şöyle dedi:
“Evet Fatih Bey, doğru duymuşsunuz. Ne ben ne de Selanik Başkonsolosumuz davet edildik.”