Benim haftalardır süren “Su tasarrufu çağrısı yapın” isteğim nihayet karşılık bulmaya başladı. En sonunda İSKİ ‘dilek beyanından öte’ bir çağrı yaptı ve susuzluk tehlikesine karşı vatandaşları dikkatli olmaya davet etti.
Aslında bu bir davetten çok bir ‘yasaklar listesi’ olmalıydı. Oto yıkamalar bir süreliğine durdurulmalı, bahçe sulamaları sınırlandırılmalı ve yüksek tüketime dönemsel olarak ‘çok yüksek fiyat’ uygulamasına geçilmeliydi.
Ama aslında bunların hiçbiri ‘gerçek tedbir’ değil, herhalde farkındasınızdır! Asıl mesele ‘kent planlaması’dır.
İstanbul gibi su sorunu olan kentler, tüm planlamasını ona göre yapmak zorundadır.
Mesela İstanbul’da yol kenarlarını, bırakın yolu otoyol kenarlarını çimle kaplamak hiç akılcı bir iş değildir. Güzel görünür ama kent planlama açısından büyük hatadır.
Çünkü bir metrekare çim yaz aylarında günde 6 litre, çok sıcak günlerde günde 10 litre su ister. Kentleri bilgi ve görgü ile yöneten ülkelerde, hele ki bol yağmur alan bir kent değilse dağın taşın çimle donatıldığı, bol su isteyen çiçeklerle donatıldığı bir kent göremezsiniz.