Barış PKK’nın ‘gevşek de olsa birleşik’ Kürt coğrafyasında kalıcı ve meşru bir aktör olmasını sağlarken bölgeyi Batı’ya bağlayacak, Türkiye ise hem ekonomik yarar hem de istikrar ve güven açısından sağlam bir ortaklık kurmuş olacaktı.
Bu açılım savunuldu ve itirazla karşılaşmadı. Ama yine de çözüme gidiş için yeterli olamadı… Çatışma tarafların iç gerilimine dönüştü. Her iki cenahta da siyasi muhafazakârlığın etkisiyle, AKP önce barış sonra çözüm derken, PKK önce çözüm sonra barış demeye başladı. Ta ki ikinci konjonktürel gelişme yaşanana dek… IŞİD Rojawa’yı şaşırtıcı bir hızla PYD’nin elinden aldı ve Türkiye sınırına kadar geldi. Kobane’deki iki yüz bin insan Türkiye’ye kaçtı. Saldırganın durdurulması ancak peşmerge ve Özgür Suriye Ordusu desteğiyle olabildi.
Bu arada yılların birikimi ve PKK’nın sembol yerleşimi olan Mahmur ‘kampı’ birkaç gün içinde yerle bir oldu. Yani PKK Ortadoğu’da hiç de güçlü olmadığını, başkalarına muhtaç olduğunu gördü. Bugün bir PKK yerleşiminin ABD desteği olmadan bölgede tutunması çok güç… Ne var ki bu desteğe mahkûmken ABD’nin NATO ortağı Türkiye ile savaşmak da pek gerçekçi değil…