AKP geleceğe bakan bir ‘reform’ hükümeti istiyordu. Yani yasal ve anayasal reform ve düzenlemelerin bir takvim çerçevesinde yapılacağı bir işbirliği… Oysa CHP geçmişe bakan bir ‘restorasyon’ hayalinden kendisini kurtaramamıştı. Yani AKP’nin geçmiş ‘yanlışlarını’ ortadan kaldıracak ve sistemi AKP öncesine döndürecek bir iktidar. CHP bunun ne denli irrasyonel bir talep olduğunu anlamayı psikolojik olarak reddetti. Muhtemel koalisyonun küçük ortağının büyük ortağa ideolojik dönüş yaptırabileceğini nasıl tasavvur edebildiler bilemiyoruz.
Ama sonuç olarak şu gerçeği bir kez daha açıkça gözlemleme şansına sahip olduk: Laik kesimin önemli bir bölümü hala siyaseti demokrasinin kuralları içinde algılamakta zorluk çekiyor. Kimliksel hazımsızlık onları zemini olmayan bir siyaset etrafında dolandırıp duruyor. Sonunda sağduyulu sanılan temsilcileri bile darbecilik ve ‘devirmecilikten’ fazla uzaklaşamıyorlar. CHP de maalesef aslında ‘koalisyon öncesi’ bir evrede, tabanının olgunlaşmasını bekliyor.