Enis Berberoğlu’nun tüm duruşmalara katılmasına rağmen tutuklanması, hukukun siyasetten kopamayacak hale geldiği tespitini perçinledi. Kılıçdaroğlu bu gelişmeyi bir uzun yürüyüşle siyasete tahvil etmek isterken, Bahçeli de “ya diğer uçtan da yürüyenler olursa” diye tehditler savurdu. Öte yandan bu dava zaten siyasetin içine “gömülmüş” durumdaydı…
Ülke yönetimi bir sorumluluk alanı olduğuna göre, hükümet savcıların “yükünü” taşımak durumunda kalacaktır. Yazılan iddianamelerin yürütme tarafından sorunsuz bulunması, hükümetin savcıları zımnen bu yönde teşvik ettiği izlenimi verir. Bu ise asıl meselenin adalet değil, siyasi alanın yargı üzerinden daraltılması olduğu iddiasını güçlendirir.
Bu tablo hükümete puan kazandırmadığı gibi AK Parti’yi de yıpratıyor. Akılda tutmak gerek… Devralınan sistemin bozuk olmasını, o bozukluktan yararlanmak üzere sistemi sürdürmenin gerekçesi olarak sunduğumuzda kendi meşruiyetimize zarar veririz…