Hayat AKP’yi de ‘yeniden’ oluşturmakta. Söz konusu oyu almanın ve korumanın yolu sadece reformları yapmaktan geçmiyor. Merkez partiye dönüşmenin gereklerini de dikkate almak gerekiyor. Art arda seçimlerin yaşandığı bir buçuk yılın sonunda, bugün AKP istese de istemese de artık Kürtleri daha az temsil ediyor.
Suriye’deki belirsizlik ve PKK’nın ‘ya hep ya hiç’ anlayışı devam ettiği sürece çözüme yönelik çok fazla ilerleme kaydetmek de pek mümkün değil. Dolayısıyla hükümetin tüm diğer kimlikleri de dikkate alarak bir yandan onların kendine özgü sorunlarını ortadan kaldırmaya, diğer yandan yeni bir vatandaşlık anlayışına doğru ilerlemesi lazım.
…AKP’nin şansı söz konusu ideolojik çerçevenin adım adım bizzat kendi sosyolojisi tarafından üretilmekte olması. Büyüyen orta sınıf Türkiye’yi global dünyanın parçası yaptı. Bu katmanın içindeki yeni muhafazakârlar ise İslami duyarlılığı post modern dünya içinde yeni bir modernlik anlayışına taşıyorlar.
Bu anlayışın en belirgin özelliği çoğulculuğa sahip çıkma ve kendi dışıyla ilişki kurma dürtüsü. Ama aynı zamanda evrensel normları içeren bir kalite ve düzeylilik arayışı… AKP’nin merkez partisi olarak yerini sağlamlaştırması ve 50-55 aralığına oturması, önümüzdeki on yılda giderek tabana damgasını vuracak olan bu ‘yeni’ seçmeni yakalamaya bağlı.
Bu bağlamda ‘yerli’ ve ‘milli’ sözcükleri topluma dokunan yeni içerikleriyle, geliştirilmeye açık, demokratikleşme ile entegre edilmeye müsait, doğru bir çıkış noktasını ifade ediyor. AKP’nin yolu açık… Yeter ki ev ödevleri yapılsın…