Türkiye, bugüne kadar döviz ihtiyacını Merkez Bankası rezervlerini eriterek, bankaları sıkıştırıp, ihracatçı dövizlerine bozdurma zorunluluğu getirerek, Swap yaparak, nereden geldiği belli olmayan (net hata ve noksan) kaleminden giren dövizlerle ve önce Çin ve Rusya’dan, şimdi de Araplardan dış borçlanma yoluyla sürdürebildi. Bunu turizm gelirlerinin de destek verdiği yaz aylarında sürdürebilir. Ama taşıma suyla da değirmen dönmez. Çünkü döviz açığı hızla artıyor. Son çeyrekte risk daha da artacaktır.
Dış borçlarda temerrüt riskinden kurtulmanın tek yolu kaldı; IMF’ye gitmek. Ama bugünkü hükümet IMF’ye gitmez. Çünkü IMF borç vermek için ilk şart olarak, popülizmin kaldırılmasını ister. Belki seçim sonrasına kadar dayanırsak, bu hükümet IMF’ye gider.