Tüketici güven endeksinin özeti de; ”Benim mali durumum kötüleşti. Ekonomik istikrar bozuldu. Bozulma devam edecektir.” şeklindedir.
TÜİK, bu göstergelerin öncü göstergeler olduğunu söylüyor. Merkez Bankası ve TÜİK kamu kurumlarıdır. Bunların yaptıkları anketler, uygulanacak politikalar için altyapı oluşturur. Ne var ki, bu kurumların anketleri ekonomik istikrarın bozulacağını söylüyor ve fakat hükümet bunlara kulak asmıyor, dünyanın da istikrar sorunu yaşadığını söylüyor.
* Gerçekte ise dünya enflasyon ortalaması, yüzde 8 ile yüzde 9 iken bizde yüzde seksendir. Buna rağmen bütün dünya (Rusya dışında) faizleri artırarak ve para arzını kısarak enflasyonu düşürmek istiyor. Biz tersine faizleri düşürüyoruz, bütçeden ve ayrıca TOKİ kanalıyla popülist harcamaları artırıyoruz.
* Üretici ve tüketici enflasyon artacak, büyüme düşecek diyor, buna rağmen hükümet bir ekonomik istikrar programı yapmıyor.
* Hükümet bir öncü gösterge olarak kullanmayacaksa, bu anketleri neden yapıyor? Bütçeden boşuna para çıkıyor.
Üretici ve tüketici sorun var derken hükümetin hala popülist politikalara ağırlık vermesinin tek hedefi seçimlerdir. Gel gör ki, hükümetin bu popülist politikaları krizi derinleştiriyor. O zamanda oy kaybediyor. Bu bir çelişki değil mi?
O zamanda bu gidişat, her ne pahasına olursa olsun AKP’nin, iktidarı bırakmak niyetinde olmadığını gösteriyor. İş Millet İttifakı’na kalıyor. Bu ittifak, beni bırakıp, bize odaklanmalıdır