ERAY ÖZER
Ermeni Cemaati için hızlı bir hafta oldu. Çarşamba akşamüstü patrik seçimi için kritik önem taşıyan Patrik Kaymakamı yani ‘değabah’ seçimi tam sona ermişti ki, Patrik Vekili Aram Ateşyan elinde valilikten gelen bir yazıyla seçimin yapıldığı odaya girdi ve ‘müjdeyi’ verdi: “Valilik seçimi yaptırmıyor.”
Patrik 2’nci Mesrob Mutafyan’ın 2008’de rahatsızlanmasından bu yana devam eden kriz durumu yine çözülemeyince Ermeni toplumu bir kez daha patrik seçiminde aşama kaydedemedi.
Süreçte Ermeni Patrikhanesi’nin nasıl seçim yaptığından, birtakım dini terminolojiye kadar pek çok bilinmeyen nokta ortaya saçıldı, haberlerde yer aldı.
Kafa karışıklığının biraz olsun önüne geçebilmek için seçim prosedürü, patrik seçimlerinin tarihi ve son krizin ayrıntılarını 9 Soruda derledik.
1 – İstanbul Ermeni Patrikhanesi ne zamandır var? Görevleri ne?
İstanbul Ermeni Patrikhanesi 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde kuruldu. Episkoposluk (bir ilin en yüksek ruhani lideri) seviyesinde kurulan patrikhanenin patriklik seviyesine yükseltilmesi daha sonra oldu.
1916 Ağustos’unda İttihatçılar, 455 yaşındaki İstanbul patrikliğini lağvetmiş, patrikhanenin Kudüs’le birleşmesine karar verilmiş, dönemin patriği Zaven Der Yeğyayan sürgüne gönderilmişti. Patrik Zaven ancak 1919’da geri dönebilmişti.
Patrikhanenin merkezi İstanbul Kumkapı’daki Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi.
Patrikhane Osmanlı döneminde Ermeni cemaatinde ruhani olduğu kadar idari bir işleve de sahipti. Ermeni toplumunda sosyal hayatın düzenlenmesinden vergi toplamaya kadar pek çok konu patrikliğin görev alanında yer alıyordu.
Din işlerine patrikhane altında görev yapan ‘Ruhani Meclis’ bakarken, idari işlerden ‘Cismani Meclis’ sorumluydu. Cumhuriyetle birlikte Cismani Meclis, dolayısıyla idari sorumluluk ve yetkiler ortadan kalktı. Bugün patriklik seçimi de dahil olmak üzere çeşitli süreçlerde Ruhani Meclis toplanarak karar alıyor.
2 – Patriklik makamının önemi ne?
Tıpkı patrikhane tarihinde olduğu gibi patrik için de cumhuriyetle beraber idari yetkiler yerini sadece ruhani görev ve yetkilere bıraktı. Bugün patrik Ermenistan’daki ‘Kutsal Ecmiadzin’de yer alan ‘Ermeni Apostolik Kilisesi‘ne bağlı bir şekilde Türkiye’deki toplumunun ruhani liderliğini üstleniyor.
Patrik, Ermeni Vakıfları’nın yönetimleriyle yakın çalışma içerisinde yer almasına karşın, vakıf yönetimleri patriklikten bağımsız şekilde görev yapıyor.
3 – Ermeni Patrikhanesi’nde patrik nasıl seçiliyor?
Patrik seçiminde 1863’te Osmanlı devleti tarafından kabul edilen ‘Ermeni Milleti Nizamnamesi’nin ikinci maddesi ve Lozan’da belirlenen kurallarla hareket edilmekte.
Osmanlı’da da bugüne benzer bir şekilde Ermeni toplumu ve ruhani liderleri tarafından yapılan seçim devlet tarafından onaylanmaktaydı. Bugün de patrikhanenin her türlü bürokratik işinde muhattabı İçişleri Bakanlığı ve bakanlığı temsilen İstanbul Valiliği.
Patriklik seçimine gelince… Seçim birkaç aşamadan oluşuyor. Özetle seçime giden yolda ilk adım bir ‘Patrik Kaymakamı’nın (değabah) seçilmesiyle atılıyor. Kaymakam aslında normal şartlar altında vefat eden bir önceki patriğin yerine yenisi seçilene kadar süreci idare etmekle yükümlü. Görevi yeni patriğin seçimiyle birlikte sona eriyor.
Kaymakamın ardından bir ‘Müteşebbis Heyet’ seçiliyor. Bu heyeti ‘Yüksek Seçim Kurulu’na benzetebiliriz. Seçim süreçlerini düzenlemek bu heyetin görevi.
Patrik seçimi için valiliğe bir dilekçe ile başvurulması, daha sonra patriğin valilik, yani bakanlık tarafından onaylanması gerekiyor.
4 – Cmhuriyete geçişte seçim sürecinde herhangi bir değişiklik yaşandı mı?
Temelde hayır. Aslında ta 1863 yılından bu yana oluşan bir teamül söz konusu ve son duruma dek genelde bu teamüller dahilinde seçimler yapıldı.
5 – Şu anda bir patrik var mı?
Asıl kriz tam da bu noktada yaşandı ve yaşanıyor. 1998 yılında patrik seçilen 2’nci Mesrob Mutafyan, 2008 yılında rahatsızlandı. Frontotemporal demans hastalığına bağlı olarak tedaviye alınan Mutafyan’ın tedavisi hala sürüyor. Bir odada, her türlü enfeksiyondan uzakta tutulan ve bu sayede hayatta kalması sağlanan Mutafyan’ın eski sağlığına kavuşması pek mümkün görünmüyor. Buna karşın Mutafyan’a büyük sevgi besleyen Ermeni toplumunda liderlerinin Tanrı’dan gelen bir mucize sayesinde ayağa kalkabileceğine inananlar bulunuyor.
1863 Nizamnamesi’nde patriğin vefat etmesi, istifa etmesi dışında herhangi bir sebeple makamın boşalması da seçim nedeni olarak kabul ediliyor. Herhangi bir sebebin ne olduğu çok açık belirtilmediği için Mutafyan’ın durumunda nasıl hareket edilmesi gerektiği de tartışmaları beraberinde getiriyor.
6 – Patrik seçiminde bugüne nasıl gelindi? Yaşanan son krizin ardında ne var?
2’nci Mesrob iyileşme umuduyla görevinden emekli edilmeyince yerine yeni bir patrik seçilemedi. Önce bir ‘eş patrik’ seçilmesi gündeme geldi. Bunun mümkün olmadığı noktasında itirazlar oluşunca bu kez bir çözüm ‘icat edildi’ ve devlet makamlarının da ‘temennisiyle’ 29 Haziran 2010’da bir ‘patrik vekili’ seçilmesi yoluna gidildi.
Bu göreve seçilen Aram Ateşyan, tüm itirazlara karşın 2010’dan bugüne kadar olan dönemde patrik vekili olarak patriğin bütün yetkilerine sahip kişi olarak görev yaptı. Ateşyan’ın patrik vekilliği devlet tarafından da desteklendi. Hatta o kadar ki, vekil olarak kendisinin patriğin asası ve cübbesini taşımasına izin verildi.
Aram Ateşyan’ın AKP iktidarının Ermeni cemaatinin başında görmek istediği ruhani lider olduğu, bu nedenle yeni bir patrik seçilemediği yönünde iddialar aradan geçen yedi yıl boyunca devam etti.
Alman parlamentosunun 2016 Haziranı’nda ‘Ermeni soykırımı’nı tanımasının ardından Ateşyan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektup patriklik makamının ‘politize olduğunu’ iddia edenler için bardağı taşıran damla oldu.
20016 Ekim’inde Ruhani Meclis’in kararıyla Mutafyan görevinden emekli edildi. Seçim süreci başlatıldı.
Bu yılın şubat ayında Ecmiadzin’e ruhani liderler seviyesinde yapılan ziyarette Dünya Ermenileri’nin lideri 2. Karekin’in de tavsiyeleri üzerine önce Kaymakam, ardından Müteşebbis Meclisi seçilmesi ve ardından en kısa sürede patrik seçimine gidilmesi kararı alındı. Ayrıca kaymakan seçimiyle birlikte Ateşyan vekillikten istifa edecekti.
Seçimin herhangi bir sebeple gerçekleşmemesi halinde ise Ermeni cemaati içerisinde bir güvenoyu yoklamasına gidilmesine karar verildi.
Bu tavsiye kararına bağlı olarak 15 Mart saat 15:00’te kaymakam seçimi gerçekleşirken araya İstanbul Valiliği’nin kararı girdi.
7 – Devletin patrik seçiminde nasıl bir müdahalesi oldu?
İstanbul Valiliği’nin 15 Mart günü saat 13:54’te gönderdiği ve Vali Yardımcısı Aziz Mercan imzası taşıyan faksta patrik seçiminin yapılamayacağı, şu ifadelerle dile getirildi:
“Yazılı görsel basında yer alan haberlerde, 15 Mart 2017 Çarşamba günü değabah (patrik kaymakamı) seçimine gidileceği belirtilerek, Patrik seçim prosedürünün fiilen başlatılmak istendiği anlaşılmaktadır.
16 Şubat 2017 Perşembe günü Patrikhane’de gerçekleştirilen toplantıda meydana gelen olumsuz olaylar da göz önüne alındığında bu sürecin cemaat içinde huzursuzluğa sebebiyet vererek, cemaat içinde ayrışmalara neden olabileceği hali hazırda Patrik Vekilinin görevinin başında olduğu, ayrıca patrik seçimiyle ilgili esasi usul ve teamüllerin cemaatinizce yakinen bilindiği, bu kapsamda seçim sürecinin başlatılmasının hukuken mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.”
Bu yazının kaymakamlık pozisyonu için aday olan Aram Ateşyan’ın 34 oyun sadece 11’ini alarak seçimi kaybetmesi sonrası bizzat Ateşyan tarafından ortaya çıkarılması cemaat içerisinde ‘Acaba Ateşyan seçilseydi, bu yazı ortaya çıkar mıydı’ sorusunu beraberinde getirdi.
Ateşyan yeni kaymakam seçilmiş olmasına rağmen istifa etmedi ve hala görevinin başında.
8 – Patrikhanenin önde gelenleri olup bitene ne diyor?
Ermeni cemaatinde valiliğin seçimi engellemeye yönelik yazısı sonrası Patrik Vekili Aram Ateşyan’ın görevinden istifa etmesi halinde sürecin çok daha kolaylaşacağı dile getiriliyor.
15 Mart’ta kaymakam seçilen Karekin Bekçiyan yazılı bir açıklamayla şunları söyledi: “Eğer bu yazıdan Aram Ateşyan’ın haberi varsa, toplantıdan önce getirmesi gerekiyordu. Biz de ona göre bir karar alırdık, ama şimdi olan oldu. Bu sorununun çözümünün tek bir yolu var; o da Aram Ateşyan’ın istifası.”
Ruhani Kurul başkanlığından istifa eden Sahak Maşalyan da benzer bir şekilde Ateşyan’ın istifa etmesi gerektiğini dile getiriyor.
Maşalyan, Agos’a yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Elbette burada Aram Sırpazan’a büyük görev düşüyor. Aslında kendisinin istifasıyla her şey çözümlenir. İstifa ettiğinde vekillik de düşer. Aram Sırpazan’ı vekil seçen o meclis aynı zamanda değabahını da seçti. Onu vekil seçmesi ne kadar kanuni resmiyse, Karekin Sırpazan’ın değabah seçilmesi de o kadar resmi ve kanunidir. Bunları Valiliğe açıklamamız gerekiyor.”
9 – Bundan sonra ne olacak?
Bundan sonra ne olacağı aslında tam bir muamma. Görünen o ki cemaat valiliği seçimin yapılmasına izin verilmesi noktasında ikna etmeye çalışacak.
Aram Ateşyan’ın valilikten gelen iptal kararı sonrası randevu talep ettiği, bu randevuya Ateşyan-Maşalyan ikilisinin birlikte gideceği açıklandı. Valilik geri adım atmazsa seçime gidilebilmesini sağlayabilmek Ateşyan’ın istifası çok daha öncelikli hale geliyor.
Şimdiye kadar koltuğunu terk etmemekte ısrarla direnen Ateşyan istifa etmezse altı ay sonra güven oylaması yapılıp yapılmayacağı, Ecmiadzin’in sürece bir kez daha dahil olup olmayacağı ise henüz belli değil.