• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Remziye o gün dayaktan kurtulup kocasını öldürseydi Nevin gibi müebbet alacaktı

26/06/2015 16:35

 

hurrem sonmezHÜRREM SÖNMEZ

Remziye Eripek 37 yaşındaydı. Bundan bir yıl önce kocası tarafından çocuklarının gözü önünde dövülerek öldürüldü. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi dün verdiği kararla karısını döve döve öldüren koca Celal Eripek’i ‘bilinçli taksirle adam öldürmek‘ suçundan dört yıl hapis cezasına çarptırdı.

Sanığın duruşmalardaki iyi halini dikkate alan mahkeme, cezada indirim uygulayarak cezayı üç yıl dört aya düşürdü ve tutuklu kaldığı süreyi de göz önüne alarak sanığın tahliyesine karar verdi. Sonuç olarak Remziye mezarda, bir yıl tutuklu kalan koca ise artık özgür.


Savcılık tarafından hazırlanan iddianameden anladığımız; Celal Eripek’in 2 Mayıs 2014 tarihinde evinde tartıştığı eşi Remziye Eripek’i darp ettiği, ardından da balkondan aldığı 69 santimlik sopayla dövdüğü, yediği dayak sonucu fenalaşarak kusmaya başlayan Remziye Eripek’in eşi Celal Eripek tarafından kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği.

Sopayla döverek öldürmek, ‘kaza’ymış

Adli Tıp raporuna göre de kronik kalp ve damar hastası olan Remziye Eripek’in yediği dayak, efor ve stresini tetiklediği için ani kardiyak ölüme neden olmuş. Ama sayın mahkeme heyeti, kızının verdiği ifadeye göre önce öldürmekle tehdit eden, sonra da balkondan aldığı sopayla döve döve karısını öldüren kocanın bu eyleminde kasıt olmadığına, kocanın ‘elinden bir kaza çıktığına‘ karar verdi.

Nitekim polisteki ifadesinde şöyle demiş ‘öfkeli‘ koca: “Onu sopayla dövmedim. Her zaman nasıl dövüyorsam öyle dövdüm. Yere düşüp fenalaştı, hemen alıp hastaneye götürdüm. Ancak kurtulamadı.” Hani sanki Remziye amansız bir hastalığa yakalanmış, kocası da bir gayretle onu hastaneye götürmüştü ama kaderi kötü yazılmış olsa gerek ki kurtarılamamıştı.

17 yıldır evli olduğu karısının kalp hastası olduğunu biliyordu elbet bu koca. Kalp hastası karısını yarım saat boyunca dövdüğünde ölebileceğini de biliyor olmalıydı. Nitekim “Seni öldürürüm” demişti zaten en baştan.

Söylediğini de yapan bir insanmış ama sayın mahkeme kocanın öldürme kastıyla dövmediğine ikna olmuş ki kasıt yok taksir var deyivermiş kararında. Belki de her zamanki gibi dövdüğünü, farklı bir şey yapmadığını söylediği içindir.

Karısı yerde yatarken bakkaldan sigara almaya gitmiş

“Yere düştü, aldım hemen hastaneye götürdüm” beyanının aksine, karısı yerde yatarken bakkaldan sigara almaya gittiğini okuyoruz kocanın. Ama duruşmalardaki iyi hal dikkate alınarak indirim uygulandığına göre katil koca mahkemeye saygıda kusur etmemiş olsa gerek. Zira yüce adaletimiz saygıyı önemser, duruşmalardaki hal ve tavır bilhassa mühimdir.

Yıllar sürmüş bir evliliği karısına uyguladığı şiddet ile cehenneme çevirmiş bir koca, 15 dakikalık bir duruşma süresince gösterdiği nazik ve efendi tavra bakılarak iyi hal indiriminden yararlandırılır, kimse de şaşırmaz.

Nevin Yıldırım’ı hatırlıyorsunuz değil mi? Kendisine tecavüz eden adamı öldürüp, erkek adaletin yüzüne tükürür gibi kafasını köy meydanına atan kadın. Nevin Yıldırım hakkında geçtiğimiz aylarda müebbet hapis cezası vermişti mahkeme, cezasını hafifletecek hiçbir husus da görmemişti olayda.

Nevin Yıldırım hiçbir indirimden yararlanmadı.

Nevin Yıldırım hiçbir indirimden yararlanmadı.

Remziye’nin de canına tak etseydi müebbet alacaktı

Remziye de eğer o gün yediği dayaktan sağ kurtulsaydı, 17 yıldır gördüğü şiddet canına tak etseydi, çekip öldürseydi kocasını Nevin gibi müebbet hapis cezasına mahkum edilecekti kuvvetle muhtemel. Ama ‘bir talihsizlik eseri‘ öldü işte, kasten değil taksirle.

Bir erkeğin “Pişmanım, karımı seviyordum, ölmesine üzüldüm” biçimindeki beyanı, bir kadının ölü bedeninden daha ikna edicidir daima adaletimiz için. Erkeğin beyanı hükme esas, kadının ölümü ise kaza, kader, mukadderat…

Karısını öldüren kocalara, küçücük kıza tecavüz edenlere hafifletici neden bulunur ama kızını taciz ettiği için kocasını öldüren kadına bulunmaz, tahrik olmak erkeklere mahsustur malum. Devletten göremediği adaleti kendi tesis eden kadınınki affedilmez suçtur bu sebeple çünkü içinde isyan barındırır.

Kadınlar uzun zamandır üzgün değil öfkeli

Kocalar ‘çılgına dönüp‘, ‘bir anlık cinnetle ellerini kana bularken‘ hal ve gidişattan kanaat notu kullanılır  ama “Alın namusumu lekeleyen adamın kellesi” diyen Nevin Yıldırım’ın bu başkaldırısı tokat gibi patlar adaletin yüzüne.

Kadınlar uzun zamandır üzgün değil öfkeli bu ülkede, kadınlar uzun zamandır yasta değil isyanda. Ataerkil reflekslerden sıyrılamamış erkek adaletin verdiği bu adaletsiz kararlar  vicdanları yaraladıkça da o öfke büyümeye devam edecek.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Hürrem Sönmez

SON HABERLER

Böbreklerinden 300'ü aşkın taş çıktı: 'Hatırası var' deyip evine götürdü

Kars’ta ameliyat edilen bir hastanın iki böbreğinden irili ufaklı 300’ü aşkın taş çıktı.

Ahmet Yarba isimli hasta taşları “Hatırası var” diyerek evine götürdü.

Buğra Gökce cezaevinde evleniyor: Tarihe not düşmek istiyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı (İBB) İstanbul Planlama Ajansı’nın tutuklu başkanı Buğra Gökce, ‘hayat arkadaşı’ Filiz Kahveci’yle cezaevinde evleneceğini açıkladı.

Dolar, avro ve altında haftanın bilançosu

Bu hafta gram altın yüzde 5,85, avro yüzde 1,69, dolar 0,53 yüzde değer kazandı.

Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 3,23 değer kaybederek 9.356,04 puandan tamamladı.

Rüşdü Saracoğlu hayatını kaybetti

Eski Merkez Bankası (TCMB) başkanı Rüşdü Saracoğlu 77 yaşında hayatını kaybetti.

'Erdoğan'sız AK Parti olmaz' diyenler bize ne demiş oluyor?
'Dış Güçler' Türkiye'den ne istiyor?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 762 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu

Gündüz Vassaf: Gün, Harvard'la dayanışmanın günü

Mithat Fabian Sözmen: İşçi sınıfının taraftarlığı anonimliğe, edilgenliğe ve seyirciliğe mahkum

Selin Nakıpoğlu: Diyanet iktidarın emrindeki politik bir aygıt

Cihan Tuğal: Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Recep Genel: O mis kokulu salatalıklar, domatesler, marullar bizi yavaş yavaş öldürüyor

Rahmi Turan: Erdoğan'a 'ömür boyu cumhurbaşkanlığı' sağlanmak için çalışmalar olduğu iddiaları var

Timur Soykan: Türkiye'de yaşamak vahşi bir dolandırıcı ormanında hayatta kalmaya benziyor

Onur Çanakçı: 'Faizle değil, üretimle büyüme' anlayışının uygulanması şart

Özgür Müftüoğlu: Lozan dahil kurucu belgeler tartışılabilmeli!

Umur Talu: Adalet adına feryadı olan da kendine bakacak

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×