İktidar kimi ‘dost’ kimi ‘düşman’ olarak gördüğünü gözümüze sokuyor. ‘Radikal’ sevgisi, toplumsal muhalefet nefretine ters orantılı. Daha fazlasını göz önüne sermek için ‘o fotoğrafa’ dönelim. Ne yazık ki; ortaya çıkan tabloyu sadece ‘düşman hukuku’ olarak tanımlamak yetersiz.
Bu utanmazlık ruhunu, cihadizmin; düşmanın ‘malı mübah’, eşi, kızı ‘helaldir’ düşüncesinden alıyor. Türkiye’nin kırılma notalarından olan 15 Temmuz’da kafa keseni, sonrasında mal gaspını görmüştük. Yine darbede, eli palalı yobazın asker lojmanlarında ‘helal’ avına çıktığı iddiaları vardı. Kafa kesmek, mal mülk gasp etmek sonrası ‘helaldir’ noktasına da meşru oldu. Geçmişte iyi kötü bir demokrasi geleneği olan ülkede, sistem 17 yıl içinde Selefi/Vahabi çizgisinden beslenmeye başladı. Daha açık yazalım bu IŞİD’in gıdasıdır. İktidar bunu haykırıyor. Peki neden yazan suçlu oluyor?